Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3744 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14325 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Ankara 17. İş MahkemesiTarihi : 29/01/2013Numarası : 2010/60-2013/6 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, belediyede uzun süre çalıştığını, bazı haklarının ödenmediğini, bazılarının eksik ödendiğini ileri sürerek fark kıdem tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili, kömür yardımı, EGO kartı yardımı, sosyal izin ve ücret alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının idare bünyesinde çalıştığı döneme ilişkin tüm alacaklarının mevzuata uygun hesaplanıp tamamının ödendiğini, zamanaşımının gerçekleştiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, hizmet sözleşmesinin işe iade davasındaki hüküm de dikkate alınıp 27.07.2009 tarihine 4 ay eklenmekle 27.11.2009 tarihinde sona erdiğinin belirlendiği, iş akdinin feshi konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, belirlenen hizmet süresine göre yine belirlenen ücret durumu itibarıyla kıdem tazminatı belirlenip ödenen tutarın düşüldüğü, bakiye kıdem tazminatının bilirkişi ek raporuyla belirlendiği gerekçesiyle isteklerin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının fark kıdem tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacının iş sözleşmesi 27.07.2009 tarihinde geçersiz olarak feshedilmiş, davacı işe iade davası açmış, dava kabulle sonuçlanmış ve işe iade kararı 22.03.2010 tarihinde kesinleşmiştir. İşveren davalı 06.04.2010 tarihinde davacının işe başlatılmayacağına karar vermiş ve fesih bu tarihte gerçekleşmiştir. Yargıtay kararlarına göre de fesih işe başlatılmama, işe başlatılmama resmi olarak bildirilmemişse işçinin işe başlatılmak için davalıya müracaatından 1 ay sonra gerçekleştiği kabul edilmektedir. Dolayısıyla davacının kıdem tazminatı alacağı için bu davayı açmış olduğu 22.01.2010 tarihinde henüz fesih gerçekleşmediğinden ve davacı da 27.07.2009 tarihindeki geçersiz feshe açıkça dayanmadığından fark kıdem tazminatı isteme şartları dava tarihinde gerçekleşmediğinden kıdem tazminatı isteğinin reddi gerekirken kabulü hatalı olmuştur. Kabule göre de kıdem tazminatına 06.04.2010 tarihinden faiz yürütülmesi gerekirken feshin, gerçekleşmediği 27.11.2009 tarihinden faiz yürütülmesi de isabetsiz olmuştur. 3-Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur. Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir. Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille kanıtlaması imkân dahilindedir. Somut olayda; dosya içinde mevcut puantaj kayıtlarına göre ulusal bayram genel tatil alacaklarının hesaplanması gerekirken tanık beyanlarına itibar edilmesi hatalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.