Mahkemesi : Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 26/03/2013Numarası : 2011/499-2013/140 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, davalıya ait halk otobüslerinde şoför ve benzin istasyonunda pompacı olmak üzere 05.09.2011'e kadar çalıştığını bildirerek iş akdinin haksız feshedildiğini ve işyerinde çalışan sayısı otuzun altında olduğundan işe iade imkanının olmadığı iddiasıyla ihbar, kıdem ve kötü niyet tazminatı ile fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, harcırah ve ek ödeme, genel tatil ücreti, ilave tediye, akti ikramiye, faydalanamadığı ücretli sosyal izinler karşılığı alacak isteminde bulunmuştur. Davalı iş akdinin davacının işe gelmemesi üzerine 4857 sayılı Kanun'un 25/II-g maddesi uyarınca haklı nedenle feshedildiğini bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, iş akdinin haklı nedenle feshinin işveren tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti istemlerinin kısmen kabulüne, diğer isteklerin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre davacının dönemler halinde davalı şirkette şoför, benzin istasyonunda pompacı ve market görevlisi olarak çeşitli işlerde çalıştığı sabit olup, ancak bu bölümlerde hangi tarihler arasında çalıştığı toplanan delillerle belirlenememiştir. Mahkemece, hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda davacının çalıştığı işlerin dönemleri belli olmadığından fazla çalışma, bayram ve tatil ücretleri yönünden hesaplama yapılamamış olmasından dolayı sözkonusu istemler reddedilmiştir. Dava, 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde açılmış ve davacı işyeri şahsi dosyasına delil olarak dayanmıştır. Sözkonusu dosyanın gönderilmesi için davalıya yazı yazılmış ve süre verilmişse de davalı davacının işyeri şahsi dosyasını sunmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece davacının delil olarak dayandığı ancak davalının göndermediği davacının işyeri şahsi dosyası üzerinde bilirkişiye işyerinde inceleme yapma yetkisi verilerek, davacının davalı bünyesindeki hangi dönemde hangi işi yaptığı tespit edilmeli, tanık beyanları da gözetilerek fazla mesai, genel tatil ve bayram tatili alacaklarının buna göre belirlenmelidir. Bu yön gözetilmeksizin sözkonusu alacak istemlerinin gerekçesiz reddi yanlış olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. 3-Mahkemece davacının ilave tediye alacağı davalının kamu müessesesi olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Dosya içeriğine göre davacı işçi ile davalı işveren arasında ilave tediye alacağı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. İlave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar, yararlanma şartları, miktarı ve ödeme zamanı 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiştir. Kanunun 1 inci maddesinde, Devlet ve ona bağlı kurumların hangileri olduğu, ayrıca yararlanacak kişiler açıkça belirtilmiştir. Buna göre; A. İşveren kapsamı yönünden Devlete ve ona bağlı olmak üzere, 1. Genel, katma ve özel bütçeli daireler, 2. Sermayesi değişen kurumlar, 3. Sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar, 4. Belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar, 5. 3460 ve 3659 sayılı Kanun kapsamına giren, sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermaye ile kurulan iktisadi Devlet kuruluşları, 3460 sayılı Yasa bugün itibari ile yürürlükte olan bir yasa değildir. 3659 sayılı Yasa ise, banka ve Devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve halen yürürlüktedir. Bu Yasanın 1 inci maddesinde, kapsama dahil kurumlar daha ayrıntılı açıklanmıştır. Yukarda belirtilen kurumlarca, sermayesinin yarısından fazlasına iştirak suretiyle kurulan kuruluşlar ve bunların aynı nispette iştirakleriyle vücut bulan kurumlar, ticaret ve sanayi odaları ve borsalar veya satın alınıp belediyelere bağlanan müesseseler de Kanun kapsamına alınmıştır. Keza 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununda, merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu idareleri, Özel Bütçeli İdareler, Düzenleyici ve Denetleyici Kurumlar ve Sosyal Güvenlik Kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir. Sonuç itibari ile kapsam bakımından, Devlet tarafından yasa ve yasanın verdiği yetki ile idari işlemle kurulan ve kamusal yetki ve ayrıcalıklardan yararlanan kamu tüzel kişilikleri ve bunlara bağlı kuruşlarda iş sözleşmesi ile çalışanlara uygulanacağı görülmektedir. Somut olayda, davalı şirketin (%95) hissesi Kumkuyu Belediyesine, (%5) hissesi ise Limonlu Belediyesine aittir. Şu haliyle davalı belediyeye bağlı kuruluş olup 6772 sayılı Yasa kapsamındadır. O halde davacıya ilave tediye ücreti hesaplanıp verilmelidir. Anılan yön gözetilmeksizin verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.