İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle, dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde 2001 yılında kadroya geçmeden önceki dönem mevsimlik işçi olarak çalıştığı hizmetlerinin kıdemine sayılmadığını, 2011-2013 yıllarını kapsayacak 3. Dönem TİS’in geçici 4. maddesi gereği önceki işyerlerinde geçen çalışmaların da davalı işyerinde geçmiş gibi kabul edileceğine dair düzenleme gereği derece ve kademe tespiti taleplerinin kabul edildiğini, yeni derece ve kademeleri dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren TİS’den kaynaklanan ücret farkı, yıpranma primi, ilave tediye farkı, ikramiye farkı ve vardiya zammı alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı, davacıya sözkonusu hakların 2011-2013 yıllarını kapsayan TİS ile tanındığını, bu nedenle taleplerin geçmişe yönelik olarak yerinde olmadığını, gerekli ödemelerin TİS’lere göre zaten yapıldığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının bilirkişi tarafından hesaplanan mevsimlik işçi olarak çalıştığı dönem yönünden hak ettiği derece ve kademenin tespitine, yeni derece ve kademeye göre 5 yıllık zamanaşımı süresi dikkate alınarak alması gereken ücret farklarının davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacının pozisyonu, düz işçidir. İşyerinde uygulanan TİS gereği pozisyonun derece üst sınırı, 2012 yılı Mart ayına kadar “8” olarak belirlenmiştir. Daha sonra yürürlüğe giren TİS ile bu oran 2012 yılından itibaren 2 puan artırılarak 10. dereceye çıkarılmıştır. Bilirkişi ise davacının 2009 yıllından itibaren derecesini 9 olarak alıp devam eden yılarda artırarak hesaplamaları buna göre yapmıştır. Bu hesaplama tarzı hatalı olup davacıya hak ettiğinden daha fazla ödeme yapılmasına sebebiyet vermektedir. Bu nedenle davacının 2012 yılı Mart ayına kadar derecesinin zorunluluk gereği 8 derece olarak kabulü ile hesaplama yapılması gerekir. 3-Davacının yasal ilave tediye alacağının 4857 sayılı Yasada düzenlenen ücret alacaklarından olmadığı, bu nedenle en yüksek banka mevduat faizine değil, talep gözetilerek yasal faiz oranını aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faizine hükmedilmesi gerektiği göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmeside hatalı olup bozma nedenidir. 4- Öte yandan mahkemenin 6360 sayılı Yasa'nın 1.maddesine göre tüzel kişiliği sona eren ve tasfiye edilen Adana İl Özel İdaresi yerine dava konusu uyuşmazlığı devralan Adana Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı hakkında hüküm kurması doğru olmuştur. Ancak,14.02.1985 tarihli ve 3152 sayılı İçişleri Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 28 ve 28/A maddeleri, 12.11.2012 tarihli ve 6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 3.maddesi ile 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'nun 12.maddesine dayanılarak kurulan, 04.04.2014 tarihli ve 28962 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan Yönetmelik ile görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esasları düzenlenen Yatırım ve İzleme Koordinasyon Başkanlıkları büyükşehir belediyelerinin bulunduğu illerde valiye bağlı olarak çalışan, genel bütçeye dahil valiliğin bir birimidir. Bu nedenle 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13/j maddesine göre harçtan muaf olduğu halde harçla sorumlu tutulması hatalı olmuştur. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davalıya iadesine, 09.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.