Hasımsız olarak görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve arkadaşları tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, mahkemece verilen yetkiye dayanılarak hasımsız olarak açılmış mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 33. maddesi ve ilgili yönetmeliğe göre mirasçı ............... hakkında ölüm araştırması yapılması nedeniyle mirasçılık belgesi verilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç davanın niteliğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 31 ve devam eden maddelerinde kimlerin ölüm bildiriminde bulunabilecekleri, ölüm kaydının hangi hallerde nüfus kütüklerine işleneceği açıklandıktan sonra 33. maddesinde ölmüş olduğu halde aile kütüklerinde sağ görülenlere ait ölüm tutanaklarının, ölüm olayını gösterir belge ile başvurulması halinde Nüfus Müdürlüklerince düzenlenerek gerekli işlemin yapılacağı, herhangi bir belge ibraz edilememesi durumunda ölüm beyanının doğruluğunun Nüfus Müdürlüklerince araştırıldıktan sonra düzenlenecek ölüm tutanağının mülkî idare amirinin emri ile işleme konulacağı, bu kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliğin 69'uncu maddesinin 3'üncü bendinde de ölüm bildirimi sırasında herhangi bir belge verilemediği takdirde; ölünün hısımlarının ve ölüm olayını bilenlerin kimlikleri ile yerleşim yeri adreslerinin tespit edileceği, bu belgelerin mülkî idare amirliği aracılığı ile güvenlik makamlarına gönderilerek kişinin ölümünün araştırılmasının isteneceği, kütüklere ilgilinin ölüm araştırmasının yapıldığı açıklamasında bulunulacağı, bu araştırma sonuçlanıncaya kadar kayıt üzerinde işlem yapılamayacağı, kişinin öldüğünün tespit edilmesi halinde ölüm olayının aile kütüğüne tescil edileceği, hakkında araştırma yapılan kişinin sağ olduğunun anlaşılması halinde ise yapılan açıklamanın silineceği, 4'üncü bendinde de genel müdürlükçe, MERNİS ve adres kayıt sisteminde yer alan bilgilerden yararlanılarak uzun süredir işlem görmeyen ve ölü olması muhtemel olup da aile kütüklerinde sağ görülenlerin araştırılmasının, üçüncü fıkrada belirtilen usule göre Nüfus Müdürlüklerine yaptırılacağı belirtilmiştir. Bütün bu maddeler birlikte değerlendirildiğinde nüfus kütüğünde kayıtlı bir kişinin ölüm kaydı kütüklere işlenmedikçe veya Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile kişinin ölmüş olduğu belirlenmiş olmadıkça dar yetkili Sulh Hukuk Mahkemesince kişinin sağ olduğunun kabul edilmesi gerekir. Nüfus Müdürlüklerince ölüm araştırması yapılması ve buna ilişkin açıklama yazılarak kütükteki kaydın kapatılmış olması bu olguyu değiştirmez. Somut olaya gelince, davacı tarafından ......... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan tapu iptal ve tescil davasında verilen yetki uyarınca miras bırakan ...........'in mirasçılık belgesinin verilmesi istemiyle dava açılmıştır. Dosya içeriğinde toplanan delillerden miras bırakan ....... İli, ..... İlçesi, ...... Mahallesi Cilt ....., Hane 1790'da nüfusa kayıtlı .......... ve ..........'den olma ...........'in boşanmış ve çocuksuz olarak 19.03.1982 tarihinde öldüğü, anne ve babasının kendisinden önce öldükleri, kardeşi ...............'in ise 01.07.1907 doğumlu olup Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 33 ve Yönetmeliğin 69. maddelerine göre ölüm araştırması yapıldığından kayıtlarının kapatıldığı anlaşılmaktadır. Mirasçılık belgesi istenilen ...........'in mirasçısı görünen kardeşi ...............'in ölüm araştırması sonuçlanıp ölüm kayıtları düşülünceye kadar sağ olarak kabul edilmesi ve buna göre davanın esası yönünden bir karar verilmesi gerektiği, bu kişinin ölüm kayıtları düşüldükten sonra mirasçılık belgesinin verilmesi için ayrıca dava açılabileceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece davanın kabulüne, miras bırakan ...........'in mirasçılık belgesinin mevcut kayıtlara göre verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, HMK. 297 maddesi hükmüne aykırı olarak davacılardan ......, ...., ..... ve ..............'ın isimlerinin karar başlığında gösterilmemiş olması dahi isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 23.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.