Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3498 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19029 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Mersin 3. İş MahkemesiTarihi : 21/03/2013Numarası : 2012/360-2013/115 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili , müvekkilinin daha öncede çalışmış olduğu davalı işyerinde 2008 yılı Ocak ayında işe başladığını, 18.05.2011 tarihine kadar aralıksız çalıştığını, 2011 yılı Ocak ayına kadar 1.050,00 TL,2011 yılı Ocak ayından itibaren ise 1.150,00 TL ücret aldığını ve ücretleri ödenmemesi nedeniyle iş akdini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek kıdem tazminatı ile ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili , davanın reddini savunmuştur. Mahkemece toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ödenmeyen ücret alacağının bulunup bulunmadığı, neticesinde iş akdinin haklı nedenle feshedilip edilmediği noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur. Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında .../.. belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir. Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir. 4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır. Uzun süre ücretlerinin ödenmediği iddiası karşısında, işverence cevap dilekçesinde dayanılmak kaydıyla yemin teklifi hakkının olduğu hatırlatılmalı ve gerekirse bu yönde usulü işlemler tamamlandıktan sonra sonuca gidilmelidir. Dairemizce, çok uzun süre ücret ödenmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu belirtilerek, hakimce resen yemin teklifinde bulunulabileceği de kabul edilmektedir. Somut olayda davalı işveren ücretin ödendiğinin ispat delili olarak ödeme listesi sunmuştur. Davacı imzasını taşımayan "Ödeme Listesi" başlıklı belgede davacıya 08.02.2008-12.05.2011 tarihleri arasında toplam 25.050,00 TL avans ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu listeyi doğrulayan ve davacının imzasını taşıyan bordro sunulmadığı gerekçesiyle yapılan ödemeler dikkate alınmadan davacının ücret alacağı hesaplanmıştır. Mahkemece sunulan avans ödeme listesine ilişkin davacı asilin beyanı alınmamıştır. Yapılacak iş, davacı asil isticvap edilerek avans ödeme listesine karşı ayrıntılı beyanı alınmak suretiyle ödenmeyen ücret alacağının bulunup bulunmadığını tespit etmek ve çıkacak sonuca göre davaya konu ücret ve kıdem tazminatı alacağı hakkında bir karar vermektir. Mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.