Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3140 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1822 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı Hamiyet tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 103 ada 51 parsel sayılı 1.202,62 m2 yüzölçü-mündeki taşınmaz Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı Hamiyet tarafından davalı Ergin aleyhine açılan elatmanın önlenmesi davası görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Yargılama sırasında Hazine dava konusu taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını öne sürerek bu bölümün kumsal olarak sınırlandırılması istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece davanın reddine, 103 ada 51 parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kalan 53,50 m2 yüzölçümündeki kesimin çıkarıldıktan sonra 1.149,12 m2 yüzölçümü ile payları oranında Ümran ve paydaşları adına 53,50 m2 yüzölçümündeki kesimin kumsal olarak terkinine karar verilmiş; hüküm davacı Hamiyet tarafından temyiz edilmiştir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgeler eşliğinde saptanan dava niteliği dikkate alındığında, mahkemece yapılan araştırma, soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Tarafların dayandığı tapu kayıtlarının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmediğinden soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibaret olduğu gibi, uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve eki haritada, tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun biçimde gösterilmediğinden, keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan vermediğinden yetersizdir. O halde, saptanan dava niteliği dikkate alındığında sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle tarafların tutunduğu tapu kayıtları ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte maliklerini, yüzölçümlerini ve oluşma nedenlerini gösterecek ve açıkta pay kalmayacak şekilde varsa haritalarıyla birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğümden ayrı ayrı getirtilmeli, bundan sonra tapu kaydına dayanan tarafların kayıt maliki ya da malikleri ile akdi, irsi ilişkisi sorulup saptanmalı, bu nedenle kayıt maliki ya da maliklerinin tüm mirasçılarını gösterecek şekilde onaylı nüfus aile kayıt örnekleri, ilgili Nüfus Müdürlüğü'nden getirtilmeli ya da bu konuda istihsal edilmiş veraset belgesi varsa ilgililere ibraz ettirilmeli, bu yolla irsi ilişki sağlıklı biçimde duraksamasız belirlenmeli, akdi ilişkiye dayanıldığı takdirde ilgiliden bu konudaki delilleri sorulup saptanmalı, bu konuda göstereceği deliller toplanmalı ya da bu konuya ilişkin yazılı kayıt ve belgeleri varsa ibraz ettirilmeli, kayda dayanan tarafların tutundukları tapu kayıt maliki ya da malikleri ile akdi ya da irsi ilişkisi gereği gibi saptandığı takdirde dayanılan kayıtların dava dışı başka taşınmaz ya da taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğü'nden ayrı ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu 103 ada 51 parsel sayılı taşınmazla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da birarada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğü'nden getirtilmeli, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tümü, özellikle komşu 50 ve 52 parsel sayılı taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar, davalı iseler dava dosyaları da getirtilmeli, dayanılan kayıtların dava dışı başka taşınmazlara revizyon gördüğü ve davalı oldukları saptandığı takdirde Usulün 43 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde durulmalı, vurgulanan bu olgunun dava ekonomisi ve tutunulan tapu kayıtlarının kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için zorunlu olduğu özellikle dikkate alınmalı, daha sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde çekişmeli taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca dayanılan tapu kayıtları yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle ayrı ayrı yerine uygulanmalı, uygulamada tapu kayıtlarının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye tapu kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmen, bu yolla dava konusu taşınmazların dayanılan tapu kayıtlarının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, dava konusu taşınmazların tümü ya da bir bölümü dayanılan tapu kayıtlarının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde taraf tapu kayıtlarının kapsamı dışında kalan taşınmaz ya da taşınmaz bölümleri yönünden yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılmalı, bu konuda kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki duraksamasız giderilmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, tapu kayıtlarının uygulamasında kayıtların haritaları varsa 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20 maddesi hükmü uyarınca kapsamları haritasına göre belirlenmeli, ifraz görmeleri ve ifrazın haritaya dayanması halinde ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarının kapsamı da haritasına göre belirlenmeli, bu belirleme yapılırken kadastro paftasının ölçeği ile varsa kök tapu kayıtlarının ve ifraz haritalarının ölçekleri. eşitlenerek haritalar çakıştırılarak yerel bilirkişi yardımı uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden varsa değişmez nitelikte sınır yeri sayılabilecek kişi taşınmazlarından da yararlanılmalı, ifraz yoluyla oluşan müfrez tapu kayıtlarının kapsamının kök tapu kaydının kapsamı içerisinde aranmasının zorunlu olduğu düşünülmeli, taraf tapu kayıtlarının içiçe girmesi halinde önceki günlü doğru temele dayanan ve hukuksal değerini yitirmeyen kayda değer verileceği düşünülmeli, somut olayda kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz ya da taşınmaz kesimi yönünden zilyetliğe ilişkin deliller değerlendirilirken anılan taşınmazın taraflardan birinin tutunduğu tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı gözönüne alınmalı, tapuda kayıtlı taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin tapu kaydı hukuksal değerini yitir-medikçe süresi ne olursa olsun hukukça değer taşımadığı dikkate alınmalı, davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının dava dosyasına yansıyan bilgilere göre dava dışı komşu 50 parsel sayılı taşınmaza revizyon gördüğü sözü edilen kaydın kapsamı belirlenirken gözönünde tutulmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek 3402 sayılı Kadastro Kanu-nu'nun 13, 20, 14, 14/son ve 18. maddesi hükümleri eşliğinde ve kesinleşen yönler de gözönüne alınarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hamiyetin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 10.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.