Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3011 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 2397 - Esas Yıl 2003
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle "davacıların dayandığı teşrinisani 1339 tarih 24 nolu tapu kaydının gayrisabit sınırlı olduğu, tapu kayıt maliklerinin açtığı yüzölçümün arttırılması davasında hazine temyizi üzerine davanın reddi gerekeceği vurgulanarak kararın bozulmuş olması nedeniyle 8.11.1956 tarih 18 nolu sicilde tapu kaydının yüzölçümünün 3.647.000 m2 olarak tapuya işlenmesinin hukukça değer taşımayacağı, vurgulanarak aynı tapu kaydına dayalı olarak açılan davaların birleştirilmesi, davacıların dayandığı tapu kaydının ve vergi kayıtlarının mahallinde uygulanarak yüzölçümlerine göre kapsamlarının belirlenmesi, dava konusu taşınmazın tapu ve vergi kayıtlarının yüzölçümüyle kapsamlarının dışında kaldığının anlaşılması halinde 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen araştırma yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacı ve katılanların dava ve temyiz konusu 195 ada 3 parsele yönelik davalarının kabulüne, taşınmazın davacı ve katılanlar adına payları oranında tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davalı hazine tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan araştırma ve inceleme dahi yetersizdir. Davacı tarafın tutunduğu teşrisani 1339 tarih ve 24 numaralı tapu kaydı 150 dönüm miktarındadır. Sınırları kuzeyde Kanisipi tariki, güneyde kırmızı taş, doğu yönde sivri kaya ve çoban, batı yönde Ahmet Abdurrahman çayırı ve Bekir Isa taşınmazı olarak sınır göstermektedir. Doğu yönde sözü edilen Sivrikaya ve Çoban köyü sınırı gayri sabit sınır olup, güney yönde kırmızı taş olarak tarif edilen sınır nokta hudududur. Batı yönde tapu kaydının tarif ettiği Ahmet Abdurrahman ve Bekir Isa tarlasının ise bilirkişi ve tanıklarca nizalı taşınmaza kuzey yönde komşu bulunan yol ve dereden sonra gelen 11 parsel sayılı taşınmaz olarak gösterilmiş ise de anılan tapu kaydının kuzeydeki yol ve dereyi atlayarak Ahmet Abdurrahman çayırı ve Bekir İsa çayırını 11 parsel olarak tarif etmesi olanaksız olup, bu husus tapu tekniğine de aykırıdır. Bu durumda Ahmet Abdurrahman çayırı ve Bekir Isa çayırının 1 parsel içerisinde aranması gerekir. Nevarki, bu sınırlar bilirkişilerce bilinememiştir. Bu durumda tapu kaydının değişir nitelikteki sınırları içermiş olmasından dayanılan vergi kayıtlarının da niza dışı davacılar adına tespit edilen diğer parsellere revizyon görmüş olmasına göre dayanılan kaydın yüzölçümüne itibar edilmesi gerekir. 150 dönümlük tapu kaydının yüzölçümünün bir dönüm 919 m2 olarak m2'ye çevrildikten sonra kuzeydeki yoldan itibaren kırmızı taş sınırı ile irtibatını kesmemek üzere tapu kaydının kapsamı yüzölçümü ile belirlenmeli, tapu kaydı yüzölçümü fazlası üzerinde de davacılar yararına tespit gününe kadar 20 yılı aşan zilyetliğinin belirlenmiş olmasına göre diğer koşulların varlığı halinde davacı taraf adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekir. Dayanılan tapu kaydında iki ayrı malik bulunmaktadır. Anılan kişiler müşterek halinde maliktirler. Bu durumda her iki tapu kayıt maliki mirasçılarının ayrı ayrı zilyetlik nedeni ile 100 dönüm alacağı tartışmasızdır. Bu nedenle az yukarda belirtildiği gibi tapu kaydı yüzölçümü fazlası üzerinde de davacılar yararına zilyetlik koşulları gerçekleştiğinin belirlenmiş olmasına göre 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14/son maddesi hükümlerine göre tapu kayıt malikleri ve mirasçıları adına belgesizden kaç dönüm taşınmaz edinildiği Tapu Sicil Müdürlüğünden ve Kadastro Müdürlüğünden sorulmak suretiyle belirlenmeli, tutanak örnekleri getirtilmeli, böylece sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda yanılgıya düşülerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsiz, hazinenin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 20.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.