Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 289 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15299 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Mustafakemalpaşa Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 06/05/2014Numarası : 2005/527-2014/443 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Davacı vekili, kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının kıdem tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağına hak kazanıp kazanmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 1'inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4'üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 4'üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi uyarınca, İşçi sağlığı ve iş güvenliği ile ilgili 4857 sayılı Yasanın 77-89 maddeleri hükümleri hariç, çıraklar hakkında bu kanun hükümleri uygulanmaz. Dosyada yer alan çıraklık sözleşmesi ve vizite kağıdı uyarınca, davacının 21.09.2001 ve 16.12.2003 tarihleri arası çırak olduğu, çıraklıkta geçen çalışma süresinin hizmet süresinden dışlanması gerektiği, böyle olunca, davacının hizmet süresinin 1 yılın altında kaldığı anlaşıldığından, mahkemece, kıdem tazminatı ve yılık ücretli izin talebinin reddi yerine kabulü isabetsiz olup bozma nedenidir. 2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı da uyuşmazlık konusudur. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda; fazla çalışma yaptığı iddiasını ispatla yükümlü olan davacı işçi, iddiasını tanık delili ile ispatlamaya çalışmış ise de; davacı tanıkları davalı işyerindeki çalışma şekli ve usulüne ilişkin açık ve net bir beyanda bulunmamıştır. Bu durumda, mahkemece ispatlanamayan fazla çalışma ücreti alacağının reddine karar verilmesi gerekirken davacı iddiasına dayalı bilirkişi hesaplamasına itibarla kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.