Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16646 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi : Samsun 3. İş MahkemesiTarihi : 12/03/2013Numarası : 2011/300-2013/109 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine. 2-Davacı, 20.10.2009 tarihinden 06.02.2011 tarihine kadar davalı şirkette kesintisiz çalıştığını, adına banka hesabı açtırıldığını, asgari ücretin hesaba yatırıldığını ancak kart şifresinin kendisine verilmediğini şirketce bu paradan her ay 400,00 TL'sinin ödendiğini geri kalanının şirket tarafından çekildiğini her ay 400,00 TL ile asgari ücret arasındaki fark kadar ücretin eksik ödendiğini, ayrıca bankadan kredi çekmek istediğinde sigortasının ödenmediğini öğrendiğini bu nedenlerle haklı olarak işten ayrıldığını belirterek kıdem tazminatı ile ücret ve bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının şirket ortaklarından S.. A..ve A..A.. isimli kişilerin şahsi işletmelerinde 20.10.2009 tarihinde işe başladığını, ortakların işlerini şirketlerine devredince davacının şirket üzerinden sigortalı gösterilmeye devam edildiğini, davacının Temmuz 2010 tarihine kadar aldığı ücretlere ilişkin imzası bulunduğu, Ocak 2011 tarihinde banka kartı çıkarttığını, ancak ücretlerini karttan çekmediğini, davacının geçmiş alacaklarına dair hiç bir talebi olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının ücretlerinin kısmen ödenmediği, hesaplanan fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle hizmet sözleşmesinin feshinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Fazla mesai ücretinin hesabı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Ancak, tanıkların beyanları, her zaman kendi çalıştıkları dönem için geçerli olup, görgüye dayalı bilgileri olmayan dönem yönünden değerlendirilmesi mümkün değildir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. Somut olayda, davacı 20.10.2009 - 6.2.2011 tarihleri arasında davalı şirkette çalışmıştır. Davacı tanığı T.. B.., 2010 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında, diğer davacı tanığı L.. Ö.. ise Aralık 2009-Şubat 2010 tarihleri arasında işyerinde çalışmışlardır. Davacı tanıklarının çalışma süresi, davacının çalışma süresinin tamamını değil, çok küçük bir bölümünü kapsamaktadır. Bu durumda, davacı tanıklarının beyanlarının, sadece kendi çalıştıkları dönemle sınırlı olarak değerlendirilmesi gerekirken, tüm çalışma dönemini kapsayacak şekilde geniş yorumlanarak fazla mesai hesabına esas alınması yanlıştır. Bu şekilde hesaplama yapan bilirkişi raporu, dosyaya uygun ve hükme esas alınmaya yeterli bir rapor değildir. Yapılacak iş, davacının, kendi tanıklarının çalıştıkları dönemler yönünden, kendi tanıklarının bildirdiği sürelerle çalıştığı, davacı tanıklarının çalışmadığı dönemler yönünden ise, davalı tanıklarının bildirdiği sürelerle çalıştığı kabulü ile fazla mesai süresinin ve ücretini belirlenmesinden ibarettir. Hatalı bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davalıya iadesine 10.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.