Mahkemesi : Karaburun Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 19/02/2013Numarası : 2010/101-2013/10Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı, davalı işyerinde bahçe bakımı, ufak tadilat-tamirat işi yaparak çalışırken iş akdinin işveren tarafından haksız olarak sonlandırıldığından bahisle kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir. Davalı, davacının iş akdinin haklı nedenle sonlandırıldığını, tüm haklarının ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, davacının yönetim kurulu üyelerine hakaret ettiği tutanakla imza altına alınmasına rağmen yapıldığı iddia edilen hakaret açık olarak yazılmadığı, tanık anlatımlarından davacının "bu iş yaptırılır mı, her işi bana yüklüyorsunuz", "ben atarım sana ne", "sen de adam mısın, genel kurulda sana sorarım" şeklinde sözler söylediği, son olayda ise davacının işçi başına kafeteryada bulunan spatulayı alarak "seni öldürürüm" şeklinde beyanda bulunduğunun anlaşıldığı, davacının bu hareketlerinin, davacı hakkında daha önce bu tarz hareketleri nedeniyle tutulmuş tutanağın bulunmaması, işveren yanında tüm çalışması boyunca daha önce diğer işçilerle bu şekilde tartışması olduğuna ilişkin delil olmaması, işçinin işverene veya ailesine şeref ve namusuna dokunacak sözler söylediğinin tespit edilememesi, davacının sövme ağırlıklı olmayan işveren aleyhine sarf ettiği sözlerin geçerli fesih nedeni sayılacağı, geçerli fesih nedeniyle davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazandığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.Davacının iş akdinin işveren tarafından haklı nedenle feshedilip edilmediği taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.4857 sayılı İş Kanununun 25'inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Söz konusu maddenin içeriğinden işverene ya da başka bir işçisine karşı suç teşkil etmese bile haysiyet ve onur kırıcı davranışların işveren yönünden haklı fesih sebebi olarak kabul edildiği görülmektedir. Somut olayda, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere davacı, işçi başı konumunda olan, kendisine emir ve talimat verme yetkisine sahip bulunan Mehmet ’ın kafeteryadaki çiçeklerin otlarının temizlenmesini istemesi üzerine, kafetaryanın içinde bulunan spatulayı alarak "seni öldürürüm" diyerek üzerine yürüdüğü, araya girenlerin davacıyı tutarak uzaklaştırdıkları sabittir. Davacı amirini öldürmekle tehdit etmiştir. Davacının bu eylemi bütün olarak işverene derhal haklı nedenle fesih imkanı verir. İşverinin yasal süresi içerisinde kullandığı haklı fesih karşısında davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken hatalı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup karar bu nedenle bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 02.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.