Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 273 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 1128 - Esas Yıl 2012





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 151 ada 14 parsel sayılı taşınmaz davalı ..., 211 ada 4, 134 ada 11, 208 ada 51, 206 ada 5 ve 7, 201 ada 15, 183 ada 258 ve 304, 181 ada 79, 180 ada 3, 178 ada 37 ve 325, 173 ada 5, 171 ada 3, 169 ada 5, 168 ada 183, 166 ada 11 ve 160 ada 6 parsel sayılı yüzölçümleri tutanaklarında yazılı taşınmazlar ölü olduğu tutanaklarında açıklanmak suretiyle miras yoluyla gelen hakka, paylaşmaya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalılar ... ve arkadaşlarının miras bırakanı .............. adına tespit edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı .........'dan kaldığını ve paylaşılmadığını ileri sürerek tereke adına dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, 134 ada 11, 151 ada 14 ve 160 ada 6 parsel sayılı taşınmazların tarafların ortak miras bırakanı ......... mirasçıları, 211 ada 4, 208 ada 51, 206 ada 5 ve 7, 201 ada 15, 183 ada 258 ve 304, 181 ada 79, 180 ada 3, 178 ada 37 ve 325, 173 ada 5, 171 ada 3, 169 ada 5, 168 ada 183 ve 166 ada 11 parsel sayılı taşınmazlar ile dava dışı 168 ada 11 parsel sayılı taşınmazların tarafların yakın miras bırakanı ....... ve........ mirasçıları adına tapuya tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalılardan ......... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Kural olarak, ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun bir paylaşmanın varlığından söz edilebilmesi için ortak miras bırakanın ölüm gününden sonra, tüm mirasçılarının bir araya gelerek terekeyi kendi aralarında pay etmeleri, her bir mirasçının kendipayına düşeni aldıktan sonra terekedeki diğer miras haklarından vazgeçmesi koşuluna bağlıdır. Saptanan dava niteliği ile az yukarıda vurgulanan hukuksal olgular da dikkate alındığında mahkemece yapılan araştırma, soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Hükme dayanak yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tutanak tanığının sözleri olaylara dayanmayan soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibarettir. Öte yandan kadastro tespitinde saptanan hukuksal olgu ile keşifte saptanan hukuksal olgu birbirine aykırı düştüğü halde bir tutanak tanığı dinlenmiş diğerleri dinlenmemiş, dinlenen tutanak tanığı beyanı da soyut ve gerekçesiz sözlerin tekrarından ibarettir. Diğer yandan davalı ... 20.2.2003 günlü oturumda davayı kabul etmiştir. 6100 Sayılı HMK'nun 311.maddesi hükmü uyarınca feragat ve kabul kesin hüküm gibi sonuç doğurur ise de dava konusu 151 ada 14 parsel sayılı taşınmaz dışındaki tüm taşınmazlarda elbirliği mülkiyet hükümleri söz konusu olduğundan elbirliği mülkiyet hükümlerinde mirasçılardan birinin tek başına davayı kabulünün sonuca etkili olmadığı, kabulün yalnız davalı ... adına tespit edilen 151 ada 14 parsel sayılı taşınmaz bakımından geçerli olacağı ancak bu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın tarafların ortak miras bırakanından kalıp kalmadığı belirlenmemiş, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19.maddesi hükmünün olayda uygulama yeri olup olmadığı tartışılmamıştır. O halde saptanan dava niteliği dikkate alındığında sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle taraflardan delilleri sorulup saptanmalı, tanık bildirdikleri takdirde taşınmaz başında dinlenmeleri amacıyla adlarına davetiye çıkarılmalı, daha sonra taşınmazların bulunduğu köyden yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde çekişmeli taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, taşınmazların öncesinin kime ait olduğu kimden kime kaldığı paylaşılıp paylaşılmadığı, paylaşılmış ise diğer mirasçılara hangi taşınmazların verildiği ya da haklarından feragat edip etmedikleri, taşınmazlar üzerinde bulunan muhdesatların kim ya da kimler tarafından hangi tarihte yaptırıldığı hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de dava konusu taşınmazlar başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki giderilmeli, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi dava konusu olmayan ve tutanak aslı dosyada bulunmayan 168 ada 11 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulması dahi isabetsiz, davalı ... ve ...'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 21.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.