Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2695 - Karar Yıl 2003 / Esas No : 1906 - Esas Yıl 2003





Kadastro tespitine dayalı olarak oluşan tapu kaydının iptali istemiyle açılan davada mahkemece verilen kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Gereği görüşüldü; Kadastro sırasında 33, 34 parsel sayılı 9205 m2 ve 4811 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı olduğundan bahisle malik hanesi boş olarak tespit edilmiştir. Davacılar Yusuf ve Ali'nin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak hazine ve diğer davalılar aleyhine açtıkları tescil davası sonucunda mahkemece 33 parselin fen bilirkişisi Osman'ın 4.11.1998 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen kesimin 1000 m2'lik bölümünün Ali, 4733,44 m2'lik bölümünün Hüseyin mirasçıları adına, (B) harfi ile gösterilen 2000 m2'lik kesimin Ali adına, (C) harfi ile gösterilen 2000 m2'lik krokide (A) harfi ile gösterilen 1000 m2 kesiminin dudu, (B) harfi ile gösterilen 3983,36 m2'lik kesiminin Huriye ve müşterekleri adına tesciline dair verilen karar Yargıtay Onaltıncı Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir. Davacı Osman tapu kaydına dayanarak 34 parselin 300 m2'lik 33 parselin 50 m2'lik kesimlerinin adına tescili istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesinde davalılar Dudu ve İbrahim aleyhine tapu iptal tescil davası açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne 35 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün iptal edilerek fen bilirkişisinin 1.4.2002 tarihli rapor ve krokisinde (T1) ile gösterilen 8,23 m2'lik ve (T2) ile gösterilen 4.78 m2'lik kesimlerin 35 parsele ilave edilerek yüzölçümünün 4434,23 m2 olarak düzeltilip davacı Osman adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile bilirkişi haritasında T1 ile gösterilen 8.23 m2'lik bölüm ile T2 ile gösterilen 4.78 m2'lik bölümün davacıya ait 35 parsel sayılı taşınmaza eklenmesine karar verilmiş ise de yapılan yargılama usul hükümlerine aykırı olduğu gibi kurulan hüküm de infaza elverişli değildir. Davacı 33 ve 34 parsel sayılı taşınmazları dava etmiş ise de kadastro mahkemesinde hazine ile kişiler arasında görülen davada 33 ve 34 parsel sayılı taşınmazların tesbitleri iptal edilerek 33 parsel sayılı taşınmaz üç ayrı parçaya bölünmüş ve ayrı ayrı parsel sayıları almış 34 parsel sayılı taşınmaz da iki parçaya bölünmüş ve iki ayrı parsel sayısı almıştır. Her ne kadar bilirkişi haritasında T1 ve T2 ile gösterilen yerlerin 475 ve 476 parsel sayılı taşınmazlar içerisinde kaldığı anlaşılmakta ise de hüküm yerinde bu parsellerden söz edilmemiş olduğu gibi davada bu parsellerin tüm maliklerine yöneltilmemiştir. Davalı olarak sadece Dudu ve İbrahim gösterilmiştir. Oysa 476 parsel sayılı taşınmazın İbrahim dışında çok sayıda paydaşının bulunduğu tapu kaydından anlaşılmaktadır. Usule uygun taraf teşkil edilmeden davaya bakılamaz ve hüküm kurulamaz. Bu nedenle öncelikle davacıdan 33 ve 34 parsel sayılı taşınmazlardan ayrılan ve yeni parsel sayısı alan hangi taşınmaz bölümlerinin dava ettiği sorulmalı, bu husus açıklattırıldıktan sonra dava edilen taşınmazların tüm maliklerinin davaya katılması sağlanmalı, iddia ve savunmaları dinlenmeli, kabule göre de hüküm kurulurken hangi parsellerin hangi bölümlerinin iptal edildiği hüküm yerinde açıkça belirtilmeli, sadece bununla yetinilmeli, davacı parseline eklenmesi doğrultusunda hüküm kurulmamalıdır. Açıklandığı şekilde usule uygun taraf teşkil edilmeden ve belirtildiği gibi araştırma ve uygulama yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 2.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.