Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 268 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3129 - Esas Yıl 2012
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu 127 ada 103 parsel sayılı 3380,68 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kadimden beri ............ Köyü halkı tarafından vakıf arazisi olarak kullanıldığı ancak vakfedenin bilinemediğinden söz edilerek davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece karar ve ilam harcının süresinde yatırılmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına, taşınmazın tespit gibi davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun düşmemiştir. Dava, kadastro tespitine karşı askı ilan süresi içinde açılan kadastro tespitine itiraz davası olup 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 36. maddesi uyarınca harca tabidir. Gerek 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/1, maddesi ve gerekse 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32. maddeleri uyarınca davacı, dava harçlarını ödemek zorundadır. 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32. maddeleri harcın ödenmemesi halinde yargılamaya devam olunamayacağına ve müteakip işlemler yapılamayacağına amirdir. Dava açılırken peşin olarak ödenmesi gereken harcın eksik ödenmesi halinde eksik harcın ne şekilde tamamlatılacağı 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde açıklanmıştır. Buna göre; genel hukuk mahkemelerinde, dava harçlarının eksik ödendiğinin yargılama sırasında anlaşılması halinde yalnızca o celseye devam olunur ve davacı tarafa eksik harcı tamamlaması için uygun bir mehil verilir. Harç tamamlanmadıkça yargılamaya devam olunmaz ve 1086 Sayılı HUMK'un 409. maddesindeyazılı süreler içinde eksik harcın tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekir. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/1. maddesinde “Taraflardan her biri dava harcını, dinlenmesini talep ettiği tanık ve bilirkişi ücretini ve diğer yargılama giderlerini karışlamak zorundadır. Davacı, hakim tarafından belirlenecek süre içinde gerekli giderleri mahkeme veznesine yatırmadığı takdirde onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır.” hükmüne yer verilmiştir. Maddede yer alan “onunla ilgili delillere dayanmaktan vazgeçmiş sayılır” ifadesi, bu yaptırımın delillere ilişkin yargılama giderleriyle ilgili olduğunu göstermektedir. Dolayısı ile 3402 Sayılı Kadastro Kanununda davacı tarafın ödemekle zorunlu olduğu harcı tam olarak ödememesi halinde ne yapılması gerektiği hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Bu durumda değerlendirilecek husus 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinde yazılı ve 1086 Sayılı HUMK'un 409. maddesine atıf yapan hükmün Kadastro Mahkemelerinde de uygulanıp uygulanamayacağıdır. Bilindiği gibi, Kadastro Mahkemeleri yer yer HUMK'unda yazılı genel usul kaidelerinden farklı yargılama usulüne tabidir. Bu farklılıkların amacı, bir tasfiye kanunu olan Kadastro Kanunu'nun hedeflerine uygun olarak yargılamayı hızlandırarak mülkiyet ihtilaflarını bir an önce sonuçlandırmak ve tapu sicilinin kısa sürede oluşmasını sağlamaktır. Bu hedefe yönelen farklılıklardan bir tanesi de 1086 Sayılı HUMK'un 409. maddesidir. (Anılan madde 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 150. maddesinde benzer şekilde yeniden düzenlenmiştir.) Kadastro Kanunu'nun 29. maddesi uyarınca, HUMK'un 409. maddesinin aksine tarafların yokluğunda da yargılamaya devam olunur; davanın takip edilmemesi nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemez. Hal böyle olunca, eksik harç durumunda Harçlar Kanunu'nun 30. maddesinin atfı ile HUMK'un 409. maddesinin uygulanması Kadastro Yargılamasının amacıyla bağdaşmamaktadır. Ancak, Kadastro Kanunu'nun 28. maddesinde dava dilekçesinde dava sebep ve delillerini bildirmeyen yani dava dilekçesini usulüne uygun şekilde tanzim etmeyen davacının, çıkartılacak meşruhatlı davetiyeye rağmen ilk celseye kadar bu eksiklikleri tamamlamaması halinde davanın açılmamış sayılmasına ve çekişmeli taşınmazların tespit gibi tesciline karar verileceği hükmü yer almaktadır. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 36/1, 28 ve 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun 30 ve 32. maddeleri kadastro yargılamasının amacı da dikkate alınmak süretiyle birlikte değerlendirildiğinde Kadastro Mahkemelerinde, eksik harç halinde mahkemenin davacı tarafa uygun bir kesin mehil vermesi, mehle uymamanın neticelerinin davacı tarafa ihtar olunması, verilen mehil içinde harcın yatırılmaması halinde doğrudan davanın açılmamış sayılmasına ve dava konusu taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır. Somut olayda davacı ... dava dilekçesinde dava konusu taşınmazın değerini belirtmeksizin dava açmış ise de beş oturum yargılamaya devam olunmuş, keşif ara kararı verilip, davacı tarafından keşif gideri de yatırıldıktan sonra dava konusu taşınmazın harca esas değeri üzerinden davacı tarafın yatırması gereken nispi peşin harcı eksik ödediği tespit edilmiş ve eksik harcın tamamlanması için davacıya 25.01.2012 tarihli celsede kesin mehil verilmesine karar verilmiş, kesin mehil içeren tebligat 11.11.2011 tarihinde davacıya bizzat tebliğ olunmuştur. 6100 Sayılı Hukuk muhakemeleri Kanunu'nun 30.maddesi hükmüne göre “Hakim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür. Hal böyle olunca, mahallinde keşif yapılarak taşınmazın dava tarihi itibariyle harca esas değeri belirledikten sonra yukarıda değinilen yasal düzenlemeler çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı ...'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde davacı tarafa iadesine, 21.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.