Taraflar arasında kadastro tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmiş ve isteğin süresinde olduğu anlaşılmış ise de, duruşma masrafları yatırılmadığından duruşma isteminin reddine, dosyanın duruşmasız olarak incelenmesine karar verildi, Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin raporu ve açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Mahkemece bozma kararına uyulmuştur. Kural olarak, bozma kararına uyulmakla, orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak aynı doğrultuda yerel mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler İse kesinlesin Davacı tarafın tutunduğu dava dışı 21 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Nisan 1327 tarih 12 sayılı sicilden gelen Ocak 1951 tarih 2 sayılı tapu kaydında doğuda sınır yeri olarak tarif edilen "Eyüp oğlu Alî" yerinin çekişmeli taşınmaz ile dava dışı 21 parsel sayılı taşınmazın güneyindeki komşu 16 parsel sayılı taşınmaz yeri olduğu, kuzeyde sınır yeri olarak tarif edilen Fanfas çayının dava dışı 21 parsel sayılı taşınmazın kısmen kuzeyinde ve dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın kuzeyini tümden açık kalmayacak şekilde çevreleyen Fanfas çayı olduğu, tapu kaydında güneyde sınır yeri olarak tarif edilen "çınar tenginin" ise dava dışı 21 parsel sayılı taşınmazın doğusunda komşu 17 ve dava konusu 5 parsel sayılı taşınmaza doğuda komşu 8 parsel sayılı taşınmaza komşu her iki komşu taşınmaz ile dava dışı 21 ve dava konusu 5 parsel sayılı taşınmaz arasında bulunan ve uzman bilirkişi Ahmet tarafından düzenlenen 16.06.2004 günlü haritada "çınar tengi" olarak gösterilen 2 adet "çınar tengi" olarak tarif edilen, istikamet gösteren ve nokta sınır niteliğinde saptanan sınır yerleri olduğu, dava dışı 21 ve dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazı tümden özellikle güneyden çevrelemediği batıda sınır yeri olarak tarif edilen "hendek burnunun" ise dava dışı davacı taraf adına tespit edilen 21 parsel sayılı taşınmazın batısında ve kuzeyinde yer alan "yol ve hendek" olarak dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın ise güneyinde bulunan ve uzman bilirkişi haritasında "kadim ark" (Hendek) olarak tarif edilen sınır yerlerinin kesiştiği köşede ve haritada 1. "hendek burnu" olarak gösterilen yer olduğu uzman bilirkişi A……. tarafından düzenlenen haritada tarif edilen ve dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın doğusunda ve içerisinde kalan dava konusu 5 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı az yukarıda belirtilen çekişmeli taşınmaz içerisinde ve taşınmazı güneyden kuzeye kat eden dava konusu 5 parsel sayılı güneyi ile kuzeyinde kesiştiği noktalarda güneyde haritada II. hendek burnu olarak gösterilen ve kuzeyde yeni ve eski köprü olarak haritada tarif edilen sınır yerleri dikkate alındığında davacı tarafın tutunduğu tapu kaydının batısında sınır yeri olarak tarif edilen hendek burnunun dava dışı davacılar adına tespit edilen 21 parsel sayılı taşınmaza en yakın otan 1. hendek burnu olarak haritada tarif edilen ve nokta sınır niteliğinde olduğu belirlenen ve istikamet gösteren sınır yeri olduğunun kabulü gerekir. Kural olarak yerleşik Yargıtay uygulamasında dayanılan kayıtta tarif edilen sınır yerlerinden aynı istikamette, aynı nitelikte birden fazla sınır yeri bulunması halinde, taşınmaza en yakın olan aynı nitelikteki ve aynı istikametteki sınır yerinin kaydın kapsamı belirlenirken gözönüne alınması zorunludur. Kaldı ki, dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın doğusunda komşu dava dışı 8 parsel sayılı taşınmaza uygulanan tapu kaydının batısında sınır yeri olarak tarif edilen "Dişbudak Özünün" gerçekten doğuda komşu 8 ve 7 parsel sayılı taşınmazların batısını oluşturduğu, tümden çevrelediği ve dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak yapılan davalı tarafın tutunduğu tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri dikkate alındığında, davacıların tutunduğu tapu kaydının değişebilir ve genişletilmeye elverişli sınırlı kayıtlardan olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca kapsamının yüzölçümü İle belirlenmesinin zorunlu olduğu 5 parsel sayılı taşınmazın Hazine dışındaki davacıların davaya konu yaptıkları taşınmaz kesimini kapsaması olanaksızdır. Davacı Hazine, dava konusu 5 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören tapu kaydının miktar fazlasını dava etmiştir. Dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitine dayanak yapılan davalı tarafın tutunduğu 25.01.1940 tarih 8 sayılı sicilden gelen 30.10.1944 tarih 6 sayılı tapu kaydında sınır yerleri olarak doğuda tarif edilen "köprü ve tahtalının suyu", batıda tarif edilen "hendek ve tahtalıya geçen nazar bendi", güneyde tarif edilen i. kadim hendek, kuzeyde tarif edilen "tahtalının suyu ve söğüt" sınır yerleri dikkate alındığında, davalıların tutunduğu tapu kaydının da kapsamının 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca yüzölçümü ile belirlenmesinin zorunlu olduğu, kuzeyde tarif edilen "tahtalının suyu ve söğüt" sınırları dikkate alındığında, kuzeyde eylemli biçimde "Fanfas çayının" bulunduğu, davacı tapusunun kuzeyinde de sınır olarak "Fanfas çayının" tarif edildiği dikkate alındığında, davalıların tutunduğu, kapsamının az yukarıda vurgulandığı gibi yüzölçümüyle belirlenmesi zorunlu bulunan ve kadastro tespitine dayanak yapılan tapu kaydının dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın tümünü kapsaması olanaksızdır. Sözü edilen davalı tarafın dayandığı tapu kaydının yüzölçümü ile geçerli olduğu, tapu kaydının kapsamı dışında kalan kesimin İse öncesinin sazlık ve bataklık olduğu davalıların tutunduğu kök tapu kaydının oluştuğu günden dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin yapıldığı 1957 yılına kadar 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi hükmünde öngörülen ve iktisap sağlayan 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolmadığı gibi esasen bu nitelikteki yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılamayacağı, mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen deliller, Hazine dışındaki taraflar arasında aynı tapu kayıtlarına dayalı olarak açılan, görülüp sonuçlandırılan elatmanın önlenmesi davası sonucunda oluşan kesin hükmün dayanağı harita ve ilam İçeriği ile belirlenmiştir. Kural olarak, koşulları usulün 237. maddesi hükmünde tanımlanan biçimde yanlar arasında kesin hüküm bulunması halinde, aynı taşınmaz ya da taşınmazlara yönelik olarak açılan sonraki günlü "uyuşmazlıkların" davaların önceki günlü kesin hükme göre çözümlenmesi zorunludur. Kesin hüküm, mahkemece istek olmasa bile re'sen gözetilmesi gerekli, olumsuz dava koşullarındandır. Ne var ki, sözü edilen usul hükümlerine göre kesin delil niteliğinde olan kesin hükümde, davacı Hazine taraf değildir. Hal böyle olunca, sözü edilen kesin hükmün Hazine'yi bağlamayacağı tartışmasızdır. Kural olarak, kesin hükmün taraflarını, akdi ve irsi haleflerini de bağlar. Öte yandan, davacı tarafın tutunduğu dava dışı 21 parsel sayılı taşınmaza revizyon gören Nisan 1327 tarih 12 sayılı sicilden gelen Ocak 1951 tarih 2 sayılı tapu kaydının yüzölçümü kök tapu kaydında 150 dönüm olarak gösterilmiştir. Kök tapu kaydının oluştuğu günde 1 dönüm 919 m2'dir. Hal böyle olunca, davacıların tutunduğu tapu kaydının gerçek yüzölçümünün 137.895 m2 olduğunun kabulü gerekir. Ne var ki, davacılar adına tespit edilen dava dışı 21 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinde saptanan yüzölçümü 130.000 m2'dir. O halde, davacı tarafın tutunduğu kök tapu kaydında tarif edilen değişmez nitelikteki sınır yerleri esas alınarak sözü edilen davacı tapusuna, yüzölçümü ile kapsam belirleneceği dikkate alınmalı, davacılardan tercih hakları yöntemine uygun biçimde sorulup saptanmalı, değişmez nitelikteki sınır yerleri ile bağlantı kesilmeksizin 7.895 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kesiminin dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilerek birliğin son parsel sayısı altında Hazine dışındaki tapu kayıt maliki davacılar adına payları oranında tesciline karar verilmeli, davalı tarafın dayandığı tespite dayanak yapılan tapu kaydına da yüzölçümü ile kapsam belirlenmesinin zorunlu olduğu gözönüne alınarak sözü edilen kadastro tespitine dayanak yapılan tapu kaydında tarif edilen sınır yerlerinden değişmez nitelikteki sınır yerleri esas alınarak ve bağlantı kesilmeksizin dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın 111.525 m2 yüzölçümündeki bölümünün tapu kayıt maliki davalılar adına dava konusu 5 parsel sayılı taşınmazın geriye kalan kesiminin ise yasal gerekçeleri yukarıda gösterildiği üzere, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 18. maddesi hükmü uyarınca davacı Hazine adına tesciline karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (BOZULMASINA), peşin alınan harcın İstek halinde ilgililerine iadesine, 16.07.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.