Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca İncelenmesi davacı Hüseyin, Necati, Resul ve Ramazan tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü. İddia ve savunmaya, mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava ve temyize konu taşınmazlardan 119 ada 33 parsel sayılı taşınmaz hakkında tespit gününden önce Sulh Mahkemesine açılan davanın hükme bağlandığı sözü edilen hükmün 10.10.2006 tarih 2006/10-207 E.K. sayılı kararla hükme bağlanıp anılan hükmün kesinleştiği dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Öte yandan dava ve temyize konu taşınmazlardan 119 ada 62 parsel sayılı taşınmaz hakkında ise kadastro tespit gününden önce genel mahkemeye açılan davanın sözü edilen mahkemenin 2005/29 esasında kayıtlı olduğu da dosya İçeriği ile belirlenmiştir. Ne var ki, sözü edilen dava dosyasının akıbeti araştırılmamış, derdest olup olmadığı duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenmemiştir. Kaldı ki, 119 ada 33 parsel sayılı taşınmaz hakkında tespit gününden önce Sulh Mahkemesine açılan davanın dayanağı kesinleşen mahkeme hükmü de yerine uygulanarak sağlıklı ve yöntemine uygun biçimde kapsamı da belirlenmemiştir. Böylesine yetersiz araştırma soruşturma ile hüküm kurulamaz. O halde, somut olayda sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için 119 ada 62 parsel sayılı taşınmaz hakkında Asliye Mahkemesine açılan 2005/29 esas sayılı dava dosyası yerinden getirtilerek incelenmeli, anılan davanın derdest olup olmadığı duraksamasız saptanmalı, davanın derdest olduğu saptandığı takdirde sözü edilen davanın görevsizlik kararıyla Kadastro Mahkemesine aktarılması ve sözü edilen görevsizlik kararının taraflarına tebliğ edilerek kesinleşmesi beklenmeli, bundan sonra sözü edilen davanın dayanağı dava dosyası bu dava ile birleştirildikten sonra 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 11. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun şekilde aktarılan davanın kapsamı taşınmazın 30 günlük askı ilanı yöntemine uygun biçimde yapılmalı, askı ilanı yapılmadıkça kadastro hakiminin duruşma oturumunu açamayacağı bu olgunun kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetileceği özellikle dikkate alınmalı, bundan sonra Kadastro Mahkemesine az yukarıda vurgulanan olgular eşliğinde aktarılması muhtemel davanın taraflarına 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Nizamnamesi uyarınca dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilip davada bu yolla taraf koşulu oluşturulmalı, adı geçenler yargılamaya geldiklerinde kendilerinden davaya ve sözü edilen kesinleşen hükme karşı diyecekleri varsa delilleri ayrı ayrı sorulup saptanmalı, gösterecekleri deliller toplanmalı, bundan sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, fen elemanı, tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar ile 119 ada 62 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde her iki taşınmaz başında keşif yapılmalı, öncelikle Asliye Mahkemesinden aktarılacak davanın kapsamı yöntemine uygun şekilde yerel bilirkişi yardımı ve uzman bilirkişi eliyle belirlenmeli, bu belirleme yapılırken anılan davanın dayanağı dava dilekçesi yerel bilirkişiye ayrıntılı biçimde okunmalı, dilekçede sözü edilen taşınmaz kendisine arz üzerinde açıkça göstertilmeli, uzman bilirkişi fen elemanından yerel bilirkişinin zeminde gösterdiği taşınmaza kadastro paftası zemine ablike ettirilerek anılan taşınmazın gerçekten davaya konu yapılan taşınmaz olup olmadığı duraksamasız belirlenmeli, daha sonra yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kesin hükmündayanağı ve eki harita yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uygulamada kadastro paftasının ölçeği ile kesinleşen hükmün dayanağı haritanın ölçekleri eşitlendikten sonra haritalar çakıştırılmak suretiyle yerine uygulanmalı, uygulamada haritalarda tarif edilen belli poligon ve röper noktalar ile arz üzerindeki doğal ya da yapay sınır yerlerinden varsa değişmez nitelikte sınır yeri sayılabilecek kişi taşınmazlarından da yararlanılmalı, bu yolla kesinleşen hükmün dayanağı haritanın kapsamı da duraksamasız belirlendikten sonra aktarılan davada öne sürülen iddia ve savunmalar doğrultusunda yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, 119 ada 62 parsel sayılı taşınmazın tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile muhtemelen yapılacak keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanık anlatımları arasında aykırılık bulunduğu takdirde adı geçenler taşınmaz başında usulün 259. maddesi hükmü uyarınca ayrı ayrı dinlenerek çelişki duraksamasız giderilmeli; uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi sözlerini denetlemeye, bu yolla yargı denetimine açık olacak şekilde ayrıntılı, gerekçeli, haritalı rapor alınmalı, deliller tahlil, takdir ve tartışılıp değerlendirilirken 119 ada 33 parsel sayılı taşınmaz hakkında oluştuğu belirlenen kesinleşen hükmün dayanağı ilamda bu davanın taraflarının anılan davanın gerçek tarafı olup olmadığı Özellikle belirlenmeli, taraf oldukları saptandığı takdirde koşulları usulün 237. maddesi hükmünde açıklanan biçimde tarafları arasında kesin hüküm oluşturacağı dikkate alınmalı, öte yandan kesin hükmün kamu düzenine ilişkin istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi zorunlu olumsuz dava koşulu olduğu, ayrıca kesin hükmün taraflarını akdi ya da irsi haleflerini bağlayacağı da düşünülmeli, yanlar arasında kesin hükmün bulunmadığı saptandığı takdirde sözü edilen ilam ve eki haritanın güçlü delil niteliğinde olduğu kuşkusuz güçlü delilin aksinin daha güçlü delillerle kanıtlanabileceği Özellikle dikkate alınmalı, kesin hükmün kapsamı ile geçerli olduğu, açık bir deyişle içerdiği miktarla sınırlı olduğu düşünülmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı Hüseyin, Necati, Resul ve Ramazan'ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgililerine iadesine, 13.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.