Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2644 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1698 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre saptanan dava niteliği dikkate alındığında mahkemece yapılan araştırma, soruşturma hüküm vermeye yeterli değildir. Kadastro tesbitine dayanak yapılan davalı tarafın dayandığı Nisan 1289 tarih, 1012 sayılı sicilden gelen 7.12.1984 tarih 564 ve 565 sayılı tapu kaydının uygulamasına ilişkin yerel bilirkişi sözleri dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmediğinden soyut nitelikte gerekçesiz sözlerden ibaret olduğu gibi uzman bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ve eki haritada tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca yöntemine uygun biçimde gösterilmediğinden keşfi izlemeye, bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan vermeyen bu nedenle yargı denetimine açık olmadığı belirlenen harita ve eki raporda yetersizdir. O halde saptanan dava niteliği dikkate alındığında sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davalı tarafın tutunduğu tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte kayıt maliklerinin tümünü oluşma nedenlerini açıkta pay kalmayacak şekilde varsa haritalarıyla birlikte Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilmeli, bundan sonra tapu kaydına dayanan davalı tarafın kayıt maliki yada malikleri ile akdi, irsi ilişkisi sorulup saptanmalı, bu nedenle kayıt maliki yadamaliklerinin tüm mirasçılarını gösterecek şekilde onaylı nüfus aile kayıt örnekleri, ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilmeli, yada bu konuda istihsal edilmiş veraset belgesi varsa ibraz ettirilmeli, bu yolla irsi ilişki sağlıklı biçimde duraksamasız belirlenmeli, akdi ilişkiye dayanıldığı takdirde ilgiliden bu konudaki delilleri sorulup saptanmalı, göstereceği deliller toplanmalı yada bu konuya ilişkin yazılı kayıt ve belgeleri ibraz ettirilmeli, tapu kaydına dayanan tarafın tapu kayıt maliki yada malikleri ile akdi yada irsi ilişkisi saptandığı takdirde dayanılan tapu kaydının dava konusu 17 ada 28 parsel sayılı taşınmazdan başka dava dışı başka taşınmaz yada taşınmazlara revizyon görüp görmediği, Tapu Sicil Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüğünden ayrı, ayrı sorulup saptanmalı, revizyon görmüş ise dava konusu taşınmazla birlikte revizyon gördüğü dava dışı taşınmazları ve bu taşınmazlara dıştan komşu taşınmazları da bir arada gösterecek şekilde geniş kapsamlı birleşik harita Kadastro Müdürlüğünden getirtilmeli, bundan sonra dıştan komşu taşınmazların tespit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları da getirtilmeli, dayanılan tapu kaydının dava dışı başka taşınmazlara revizyon gördüğü ve davalı olduğu saptandığı takdirde usulün 43 ve onu izleyen maddeleri hükmü uyarınca dava dosyalarının birleştirilip birleştirilmeyeceği yönü üzerinde durulmalı, vurgulanan bu olgunun dava ekonomisi ve tapu kaydının kapsamının sağlıklı biçimde belirlenebilmesi için zorunlu olduğu özellikle dikkate alınmalı, daha sonra yöreyi iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız, yerel ve uzman bilirkişi, tutanak bilirkişilerinin tümü, tarafların aynı yöntemle göstereceği tanıklar hazır olduğu halde çekişmeli taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, öncelikle görevsizlik kararı ile kadastro mahkemesine aktarılan davanın dayanağı dava dilekçesi yerel bilirkişiye okunarak, dilekçede tarif edilen taşınmaz yerel bilirkişiye zeminde göstertilmeli, uzman bilirkişiden kadastro paftasını yerel bilirkişinin zeminde gösterdiği taşınmaza ablike etmesi istenilmeli, bundan sonra uzman bilirkişiden yerel bilirkişinin gösterdiği taşınmazın ada ve parsel sayısı sorulup saptanmalı, bu yolla gerçekten 17 ada 28 parsel sayılı taşınmazın aktarılan davanın kapsamı olup olmadığı duraksamasız belirlenmeli, kadastro mahkemesinin aktarılan davanın kapsamı ile sınırlı olarak yanlar arasındaki uyuşmazlığı çözümleyeceği düşünülmeli, 17 ada 28 parsel sayılı taşınmazın tümünün yada bir bölümünün aktarılan davanın kapsamı dışında kalması halinde, kapsam dışında kalan taşınmazın olağan yönteme göre kadastrosunun tamamlanması için dayanağı kayıt ve belgenin Kadastro Müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verileceği düşünülmeli, daha sonra 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 20.maddesi hükmü uyarınca davalı tarafın dayandığı tapu kaydı ile davacıların dayandığı senetler yerel bilirkişi yardımı, uzman bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının revizyon gördüğü dava dışı taşınmazlar varsa özellikle gözönünde tutulmalı, kayıtlarda tarif edilen sınır yerlerinden yerel bilirkişice bilinemeyen sınır yerleri bulunduğu takdirde bu konuda taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, uzman bilirkişiye kök tapu kaydı ve tedavül kayıtlarında tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, uygulamaya ilişkin yerel bilirkişi ve tanık sözleri, dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanakları kayıtlarla denetlenmeli, bu yolla dava konusu taşınmazın tesbite dayanak yapılan davalıların dayandığı tapu kaydı ile davacı tarafın tutunduğu senetlerin kapsamında kalıp kalmadığı duraksamasız saptanmalı, dava konusu taşınmazın tümü yada bir bölümü dayanılan tapu kaydının kapsamı dışında kaldığı saptandığı takdirde tapu kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz yada taşınmaz bölümleri yönünden yeterli biçimde zilyetlik araştırması yapılmalı, bu konuda tapu kayıt kapsamı dışında kalan taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında ayrıca dava konusu taşınmazın tümünün yada bir bölümünün tapu kaydı kapsamında kalması halinde tapu kayıt kapsamında kalan taşınmazın kayıt malikleri yada mirasçıları arasında tapu dışı paylaşmaya konu olup olmadığı, paylaşmaya konu olmuş ise paylaşmanın yapıldığı gün ve her bir paydaşa tapu dışı paylaşmada payı karşılığında hangi taşınmaz yada taşınmazlar veya terekeden ne verildiği duraksamasız belirlenmeli, tapu dışı paylaşma yapılmış ise tapu dışı paylaşmanın bozulup bozulmadığı araştırılmalı, bu konular hakkında da yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı, ayrı olaylara dayalı bilgiler alınmalı, tespit tutanağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında aykırılık bulunduğu takdirde tespit tutanağı bilirkişileri de çekişmeli taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek, çelişki duraksamasız giderilmeli, bu olgular eşliğinde ayrıca davacılar yararına 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesi hükmünde öngörülen mülk edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, uzman bilirkişiden keşfi izlemeye, yerel bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye imkan verecek şekilde ayrıntılı, gerekçeli, yargı denetimine açık rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13, 20, 13/B-b, 19, 15 ve 30/2 maddeleri hükmü eşliğinde sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA- peşin alınan harcın istek halinde ilgililere iadesine, 13.06.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.