Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2613 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15902 - Esas Yıl 2014





Asliye Hukuk MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK'nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, 10/06/2005 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığını, Nisan/2013'de eşi ve çocuklarının hastalıkları sebebiyle iki ay ücretsiz izin yaptığını, davalının “sen diğer işçilere kötü örnek oluyorsun” bahanesiyle işverence iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ve fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının iş sözleşmesini işverenin hiçbir baskı ve etkisi altında kalmadan 13.09.2013 tarihli dilekçesi ile feshettiğini, sözleşmeyi tek taraflı olarak fesheden davacının ihbar ve kıdem tazminatı hakkı olmadığını, davacının istifa dilekçesinde hiçbir haklı gerekçe göstermeksizin ihbar önellerine uymadan iş sözleşmesini feshettiğini, davacının aile fertlerinden birisinin hasta olmasının iş sözleşmesini haklı nedene dayanarak feshettiği anlamını taşımadığını, kıdem tazminatı alacağının da bulunmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacı istifa dilekçesini serbest iradesiyle imzalamadığından, akdin davalı/işverence ihbar önellerine uyulmaksızın ve haklı nedenle derhal fesih şartları bulunmaksızın 13/09/2013 tarihinde feshedildiği, akdin feshine ilişkin ispat yükü davalı/işveren üzerinde olduğu, feshe bağlı hakların ödendiğini de işverenin usulünce ispat etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece davacının istifa dilekçesini serbest iradesiyle vermediği, iş akdinin işverence feshedildiği gerekçesiyle davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiş ise de davacının istifa dilekçesinde özel nedenlerle 13.09.2013 tarihi itibariyle iş akdini feshettiğini bildirdiği, davacı tanıklarından ikisinin davalı işyeri çalışanı olmayıp davacının eşi ve akrabası olduğu, diğer davacı tanığının ise davacının ailevi nedenlerle işten kendi isteğiyle dilekçe yazarak ayrıldığını beyan ettiği, davalı tanıklarının da davalı savunması doğrultusunda beyanda bulundukları anlaşılmaktadır. Davacı istifa dilekçesindeki yazı ve imzayı inkar etmediği gibi istifa dilekçesinin kendisinden iradesi fesada uğratılarak alındığını da ispat edememiştir. Davacının eşinin ve çocuklarının rahatsızlığı nedeniyle işten ayrıldığı anlaşılmakla bu sebebe dayalı olarak kıdem ve ihbar tazminatına da hak kazanamayacağı gözetilmeden davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacının çocuğunun sağlık evrakının dökümünün yapılması için bilirkişi raporu alınması dava konusu açısından sonuca etkili olmadığından bilirkişi ücreti olarak belirlenen 70,00 TL yargılama giderinin de davalıya yüklenmesine karar verilmesi de bozma nedenidir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.