Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2532 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 880 - Esas Yıl 2009





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine karşı öne sürülen itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolu bakımından davaya bakmakla görevli olmadığı gerekçe gösterilerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç davanın niteliğine ve tarafların sıfatına uygun düşmemiştir. Türk Ticaret Kanunu'nun 18. maddesi hükmünde, kendi kuruluş kanunları gereğince hususi hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, Vilayet, Belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacakları belirtilmiş, aynı Kanun'un 12/11. maddesi hükmünde de; su, gaz, elektrik dağıtım, telefon, radyo ile haberleşme ve yayın yapma gibi işlerle uğraşan müesseselerin ticarethane sayılacakları hükme bağlanmıştır. Öte yandan; 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 4000 sayılı Kanun ile değişik 1. mad- desinde, telekomünikasyon hizmetlerinin Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi tarafından yürütüleceği, 4673/1, madde ile değişik fıkrasında ise Türk Telekom'un, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirket olduğu ifade edilmektedir. 233 sayılı KHK'ya bağlı cetvelde Kamu İktisadi Kuruluşları arasında sayılmakta iken, 4502 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi ile (KİK) listesinden çıkarılmıştır. Kamu İktisadi Kuruluşları ticari işletme kurup işlettikleri için tacirdirler. Bunların sermayelerinin devlete ait olması ve bazı yönetim organlarının tayin usullerinin özellik arz etmesi, bu kuruluşlara kamu hukuku müessesesi niteliği vermeyip, özel hukuk tüzel kişisi olduklarından haklarında kamu hukuku hükümleri uygulanmaz. Kaldı ki, davacı Türk Telekom'un hisselerinin tamamı daha önce Hazine'ye ait iken bilahare özelleştirilmiş olup, özel hukuk hükümlerine tabi anonim şirket statüsünü kazanmış bulunmaktadır. Şu halde; tacir olan ve faaliyetlerini özel hukuk hükümlerine göre yürüten yanlar arasında, haksız fiilden doğan zararın tazminine ilişkin uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği kuşkusuzdur. Davacı tarafından verilen hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olması bu olguyu değiştirmeyeceği gibi, itirazın iptali davalarının idari yargı yerinde görülmesi de olanaksızdır. Hal böyle olunca mahkemece, az yukarıda açıklanan hukuki olgular dikkate alınarak taraflardan delillerinin sorulup saptanması, gösterecekleri delillerin toplanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre davanın esası yönünden bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin ödenen temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 16.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.