Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Dava, haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir. 1-İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliği ile dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere, zararı doğuran eylemin davalı tarafça meydana getirilmesine göre, davalı tarafın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-Davalı tarafın kurulan hükme ve hükmedilen tazminatın miktarına yönelik temyiz itirazlarına gelince; mahkemece benimsenen delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporu doğrultusunda açılan davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve soruşturma, toplanan deliller hüküm vermeye yeterli değildir. HUMK'nın 275. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi incelemesi yaptırılması, taraflarca öne sürülen itirazların da yine bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerekir. Davalı tarafça açıkça veya örtülü olarak kabul edilmiş olmadıkça, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda davacı tarafça karşı tarafa tebligat yaptırılmaksızın tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen tespit bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilemez. Bu gibi hallerde, mahkemece ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılması zorunludur. Mahkemece zarar miktarının belirlenmesi için ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmamış, davacı tarafça Ankara Yedinci Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2008/599 D.İş sayılı dosyasında yaptırılan tespit sonucu düzenlenen bilirkişi raporu benimsenerek hüküm verilmiştir. Ne var ki, tespit dosyasının incelenmesinde, davacı tarafın tespit yaptırmadan önce davalı tarafa tebligat yaptırmadığı gibi, bilirkişi raporunun tebliğ edilmesi üzerine davalı tarafın 08.09.2008 havale tarihli dilekçesi ile tespit raporunu kabul etmediklerini açıkladığı, ayrıca davaya cevap dilekçesinde de davacı tarafın yaptırdığı tespiti kabul etmediklerini açıklayarak tespit raporuna açıkça itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacı tarafça tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti sonucu düzenlenen rapor benimsenerek hüküm verilemez. O halde mahkemece, zarar miktarının belirlenmesi için ayrıca bilirkişi incelemesi yaptırılmalı, bilirkişi raporu ile tespit bilirkişi raporu arasında çelişki meydana gelmesi halinde çelişkinin giderilmesi için gerekirse üçüncü kez bilirkişi incelemesi yaptırılarak çelişki giderilmeli, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmaksızın, eksik araştırma ve soruşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de davanın 2.069,34 TL bedelin tahsili istemiyle açılmış olup, yargılama sonunda da 1.617,00 TL'nin tahsiline hükmedilmesi karşısında davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın tamamının kabulü yönünde hüküm kurulması dahi isabetsiz, davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşi ödenen harcın istek halinde davalı tarafa iadesine, 16.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.