Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi(İş Mahkemesi Sıfatıyla)Dava Türü : AlacakYARGITAY İLAMITaraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,2-Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 23/09/2008 tarihinde işe başladığını, 18/05/2011 tarihinde haklı bir neden olmaksızın işverence iş akdinin feshedildiğini, müvekkiline ödenmesi gereken hakların ödenmediğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştirDavalı vekili, davayı kabul etmediklerini, işyerinin İş Kanunu kapsamında bulunmadığını, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Somut olayda davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacakları için toplam 100,00 TL'lik kısmi dava açmıştır. Böyle bir durumda mahkemece yapılacak iş, davacı taraftan talebi açıklattırılarak talep konusu yaptığı her bir alacağın miktaren belirlenmesini istemektir. Mahkemece bu yapılmadığı gibi, hüküm kurulurken ayrıştırmada hatalı yapılarak sanki dava dilekçesi ile kıdem tazminatı ve fazla çalışma ücreti istenmemiş gibi ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacaklarının 50,00'şer TL olarak talep edildiği kabulüyle karar verilmiş olması hatalıdır. Bu bağlamda, dava değeri olarak gösterilen 100,00 TL talep edilen alacak sayısına bölünerek (100,00 TL/4)=25,00 TL olarak her bir alacak eşit olacak şekilde miktar belirlenmeli ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının 25,00'er TL'lık kısmına dava tarihinden itibaren faize karar verilmelidir.İkinci olarak, davacının fazla çalışma ücreti konusunda bir karar verilmemiş olması ve buna bağlı olarak da "...davacının dava değerini ilk rapora göre ıslah etmiş olması ve ek raporda belirlenen farkın düşük olması nedeniyle reddedilen kısım yönünden davalı yararına avukatlık ücreti takdirine yer olmadığı" gerekçesiyle davalı yararına avukatlık ücreti verilmemiş olması da doğru olmamıştır. Yine, davacı dava dilekçesi ile 4 alacak için 100,00 TL'lık kısmi miktar talep ettiğine göre, davacı tarafın 100,00 TL'nın üzerini tamamlayan ıslahına değer verilerek fazla çalışma ücretinin reddedildiğinin gözetilmemesi isabetsizdir. 3-Somut olayda, davacı dava dilekçesiyle, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve fazla çalışma ücreti alacakları için toplam 100,00 TL talep etmiştir. Davacı, bilirkişi raporunda, kıdem tazminatının 2.241,36 TL, ihbar tazminatının 1.003,17 TL, yıllık izin ücreti alacağının 567,68 TL olmak üzere toplam 3.812,21 TL alacak hesaplandığını, dava dilekçesinde harca esas değerin 100,00 TL gösterilmesi nedeniyle dava değerini 3.712,21 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiş ve 47,00 TL ıslah harcı yatırmıştır. Davacının beyanı doğrultusunda 3.712,21 TL üzerinden 63,40 TL ıslah harcı alınması gerekirken ve davacının ıslah harcını eksik yatırdığı dikkate alınmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.4-Mahkemece ıslah ile artırılan alacaklara ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmiş ise de ıslah tarihi açıkça belirtilmemiştir. Mahkemece infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm fıkrasında ıslah tarihinin belirtilmemesi de hatalı olmuştur.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.