Mahkemesi : Şuhut(Kapatılan) Kadastro MahkemesiTarihi : 23/01/2013Numarası : 2012/5-2013/3 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında dava konusu .. ada ... parsel sayılı 587036,34 m2 yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğundan söz edilerek ham toprak niteliği ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı H.. A.. kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak taşınmazın bir bölümüne yönelik dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen 18.12.2012 tarihli rapor ve haritada (C) harfi ile gösterilen 1044,98 m2 yüzölçümündeki bölümünün davacı H.. A.. adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğinden dava ve temyize konu 237 ada 37 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak birden fazla dava açıldığı, mahkemece açılan davaların Şuhut Kadastro Mahkemesi'nin 2007/63 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirildiği ancak karar aşamasında her bir davanın tefrik edildiği, davacı H.. A..'nın açtığı davanın ise mahkemenin iş bu 2012/5 Esasına kaydedilerek, yapılan yargılama sonucunda yazılı şekilde karar verildi??i anlaşılmıştır. Öğretide ve uygulamada kararlılık kazanan görüşlere göre davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğer davanın ya da davaların sonucunu etkileyeceğinin anlaşılması halinde davalar arasında fiili ve hukuki irtibatın varlığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca; davaların birlikte çözümlenmesi zorunludur. Bu olgu sağlıklı bir sonuca varmanın, dava ekonomisine uymanın temel koşullarındandır. O halde mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için uyuşmazlığın saptanan niteliği de dikkate alınarak aynı taşınmaz hakkında açılan dava dosyaları yöntemine uygun şekilde birleştirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu olgular göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi dava konusu taşınmazdan geriye kalan bölüm hakkında tescil kararı verilerek sicil oluşturulmaması dahi isabetsiz, davalı Hazine'nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 14.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.