Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24723 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 35787 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün süresi içinde taraflarca temyiz edilip, incelemenin Yargıtayca duruşmalı olarak yapılması davalı-k.davacı ... vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 08.12.2015 Salı günü belirlenen saatte davalı-k.davacı ... vekili Av.... ile duruşmasız temyiz eden davacı-k.davalı ... Karadağlı vekili Av.... geldiler. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı-karşı davalının tüm, davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı-karşı davalı vekili, ısıtma, soğutma, doğalgaz sektöründe deneyimli bir kişi olan müvekkilinin 04.11.2007 tarihinde davalıya ait işyerinde koordinatör olarak çalışmaya başladığını, davacıya ödenen aylık ücretin 201l Ocak ayına kadar net 4.500,00-TL olduğunu, bu aydan itibaren ise aylık net 7.500.00-TL ödendiğini ancak bu ücretin asgari ücrete isabet eden bölümünün resmi işlemlerde gösterildiğini bakiyesinin ise elden ödendiğini, davacıya yapılan ödemelerin İş Bankası Bornova Şubesindeki hesabına yatırıldığını, davacının yıllık ücretli izinlerinin kullandırılmaması, izin ücretlerinin ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi üzerine iş sözleşmesini 06.03.2014 tarihli noter ihtarı ile haklı nedenle feshettiğini, davalı işyerinde koordinatör olarak çalışan davacının şirket merkezindeki işler dışında şantiyelerdeki işlerle de ilgilendiğini, ayda bir hafta tatillerinde bu şantiyelerde görev yaptığını, haftanın 6 günü sabah 08:30'dan akşam 18:30'a kadar aralıksız çalıştığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde de mesaisine devam ettiğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, milli bayram ve genel tatil çalışma, aylık normal çalışma ve yıllık izin ücretlerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Karşı davaya cevabında ise, davalının yıllık ücretli izin defterini, izin ücretlerinin ödendiğini gösteren resmi belgeleri sunmakla görevli olduğunu, davacının davalı şirket genel müdüründen sonra gelen kişi ve şirketin koordinatörü olduğunu, koordinatörlük yaptığını gösteren organizasyon şemasının ihale aldığı tüm dosyalarda kayıtlı olduğunu, davacının şirket ortağı gibi çalıştığını, şirket adına verilen senetleri bizzat kendisinin imzaladığını, yapılan alışveriş faturalarının şirket adına alındığını, şirket kredi kartını şirketin ihtiyaçları ile şirket yetkilisi ...'in talimatları doğrultusunda kullandığını, ...'den 30.03.2011 tarihinde alınan mobilyalar ile Başarteks Mobilya'dan alınan eşyaların şirket yetkilisi adına alındığını, ...'in evine gönderildiğini,sunulan senetlerin müvekkili tarafından ödendiğini, otel faturalarından bazılarının iş takibi için gittiği yerlerdeki otellerle ilgili olduğunu, diğerlerinin ise şirket yetkilisinin aile ortamı ile davacı-karşı davalıyı davet ettikleri hafta sonu tatillerinde yapılan harcamaların kendisinde bulunan şirkete ait kredi kartından yapılmasından kaynaklandığını beyanla karşı davanın reddini istemiştir. Davalı-davacı şirket vekili, davacının 04.11.2007 tarihinde işe başladığını iddia etmekte ise de müvekkil şirketin 09.11.2007 tarihinde kurulduğunu, davacının imzasını taşıyan işe giriş bildirgesinde de işe giriş tarihinin 27.03.2008 olduğunu, dolayısıyla davacının işe giriş tarihinin iddia edildiği gibi 04.11.2007 değil 27.03.2008 olduğunu, bu tarihten fiilen 31.12.2011 tarihine kadar çalıştığını, anılan tarihte rahatsız olduğunu, dinleneceğini bildirerek ücretsiz izinli sayılmasını istediğini ve 31.12.2011-06.03.2014 tarihine kadar çalışmadığını, davacının işyerinde büro görevlisi olarak çalıştığını, davacının fiilen görev yaptığı ofiste şirket sahibi ve eşi dahil olmak üzere 6-7 kişi çalıştığını, şantiyelerde de toplam 14-15 kişi çalıştığını, davacının iddia edildiği gibi koordinatörlüğü gerektirecek bir iş olmadığını, davacının yaptığı işin şirketin ihtiyacı olan malzemelerin satıcılardan teklif toplamak ve büro işleri olduğunu, davacının lise mezunu olduğunu, işyerinde çalışan makine mühendislerinin dahi iddia edilen ücreti almadığını davacının gerçek ücretinin asgari ücret olduğunu, iş akdinin fesih bildirimi ve dava dilekçesinin tebliğinden sonra yapılan araştırmada davacının şirket harcamaları için verilen kredi kartını şirket harcamaları dışında kullandığının tespit edildiğini, davalı şirket kaşesi ve kaşe üzerine şirket yetkilisine imza alınmasının tamamen davacının gerçek ücretinin dışında davacı tarafından hazırlanıp diğer şirket belgelerinin imza ettirilmesi sırasında imza ettirildiğini gösterdiğini, davacının tamamen kendi insiyatifı ile çalıştığı süre boyunca yıllık izinlerini kullandığını, davacı büro işi yaptığından tüm belgelerin davacının eli altında olduğunu, fesih bildiriminin tebliğinden sonra işyerinde yapılan araştırmada birçok ücret bordrosu ve hesap pusulalarının işyerinde olmadığının tespit edildiğini, davalı şirketin başka şirketlere doğalgaz ve ısıtma tesisleri yaptığı için bu şirketlerde genel tatil ve dini bayramlarda çalışma olmadığını, davalı şirkette 1 Ocak, 29 Ekim ve dini bayramlarda çalışma olmadığını, davacının ayda bir hafta tatilinde şantiyelerde çalıştığı iddiasının doğru olmadığını, davacının küçük bir kızı olduğunu, cumartesi ve pazar günleri çocuğun eğitimi vb. ile ilgilendiğini, haftanın 5 günü saat 09:00'da çalışmaya başladığını, en geç kış aylarında 17:00, yaz aylarında 18:00'de işyerinden ayrıldığını, ücret alacağı bulunmadığını, 31.12.2011 tarihinden itibaren ücretsiz izinli olan davacıya bu tarihten itibaren ödeme yapılmadığını,hizmet sözleşmesini feshinde haklı bir neden bulunmadığını, zamanaşımı definde bulunduklarını, faiz oranı taleplerine itiraz ettiklerini beyanla davanın reddi gerektiğini savunmuş ayrıca karşı dava olarak, karşı davalı ... Karadağlı'nın davacı işyerinde 27.03.2008 tarihinden iş akdini haksız olarak feshettiği 06.03.2014 tarihine kadar büro elemanı olarak çalıştığını, sağladığı güven üzerine şirketin ihtiyacı için alınan 4 kredi kartından birinin davacı-davalıya verildiğini, ancak kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak şirketin kredi kartını şahsi harcamalarında kullandığını, dava dilekçesinin tebliği üzerine işyerinde yapılan araştırmada bir çok belgenin şirkette olmadığı, ücret bordroları ve hesap pusulalarının yerinde olmadığının anlaşıldığını, işyeri kredi kartı harcamaları incelendiğinde davacı-davalının kendisi için giyim kuşam, sinema, cep telefonu harcamaları vb. gibi daha birçok mağazadan şirketin kredi kartı ile alışveriş yaptığı ve bu harcamaların şirket hesabından ödenmesini sağladığını tespit edildiğini, Özel Kent Hastanesi'nde 2010 yılında 2.000,00 TL ve 3.000,00 TL tedavi giderlerinin şirket kredi kartından ödendiğini, davacı-davalının kendi evine yaptırdığı doğalgaz iç tesisatı, kombi giderine ilişkin toplam 1.958,00 TL'nin şirket hesabından ödendiğini, 28.04.2009 tarihinde şahsi kredi kartı için 1.638,00 TL ödemeyi şirket hesabından yaptığını iddia ederek davacı-davalının müvekkil şirkete vermiş olduğu zararın tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 10.000,00 TL alacağın faizi ile hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece emsal ücret araştırmasına itibar edilerek davacının fesih tarihinde ücretinin net 1650,00 TL olduğu, ödenmeyen aylık ücret alacağının bulunması nedeni ile iş sözleşmesinin feshinin haklı olduğu, fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat edemediği gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulüne, şirkete ait kredi kartından şahsi harcamalar yaptığı gerekçesi ile de karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı-karşı davalının ödenmeyen üçret alacağının bulunup bulunmadığı taraflar arasında ihtilaflıdır. Davacı-karşı davacı vekili müvekkilinin bir kısım ücret alacaklarının ödenmediğini iddia ederek ücret alacağı talebinde bulunmuş, bilirkişi raporu doğrultusunda alacak hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi ek hesap raporunda davacı-karşı davalı lehine imzalı bordro bulunan aylar bakımından net 1650,00 TL.sına göre fark ücret, imzalı bordro bulunmayan aylar bakımından ise aylık net 1650,00 TL ücret ve bu ücrete göre belirlenen geçmiş dönem ücretlerinin ödenmediği kabulüne göre hesaplama yapılmış ise de, davacı-karşı davalı vekili davacının ücretinin asgari ücret olarak gösterildiğini, aradaki farkın elden ödendiğini iddia ve ikrar etmiştir. Gerek ihtarnamesinde gerekse dava dilekçesinde hangi aya ait ne miktar ücretinin ödenmediğini de açıkça belirtmemiştir. Bu itibarla delil durumu, davacı-karşı davalının ücretinin asgari ücretin üstündeki kısmının elden ödendiğine ilişkin beyanı dikkate alındığında ücret alacağı talebinin reddi yerine, yazılı gerekçe ile üstelik banka hesabına yatırılan miktarlar mahsup edilmeden hesap edilen alacağın hüküm altına alınması hatalı olmuştur. O halde davalı-karşı davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı-karşı davacı yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak davalı-karşı davacıya verilmesine, temyiz harcının istek halinde davalı-karşı davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davacı-karşı davalıya yükletilmesine, 08.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.