Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı Hasan tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü: Kadastro sırasında 166 ada 70 parsel sayılı 2721,81 m2 yüzölçümündeki taşınmaz şahıslar adına kayıtlı tapu kayıtları kapsamında kaldığı, takas ve satın alma yoluyla Haşan zilyetliğinde bulunduğu ancak Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir, tutanak aslı 3402 sayılı Kanunun 5. maddesi gereğince kadastro mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece yasada öngörülen ilanlar yaptırıldıktan, tutanak içeriğinde gösterilen Asliye Hukuk Mahkemesi dosyası dosya içine getirildikten sonra (davanın reddine) 166 ada 70 parsel sayılı dava konusu taşınmazın mera olarak sınırlandırılmasına karar verilmiş, hüküm davacı Hasan tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece hüküm kurulan 166 ada 70 parsel sayılı taşınmazın tesbiti 23.1.2003 tarihinde malikhanesi açık bırakılmak suretiyle yapılmış ise de; tutanak içeriğinde sözü edilen Asliye Hukuk Mahkemesinin 999/97 Esas sayılı dosyasında 26.12.2001 tarihinde karar verilmiş ve taraflarca temyiz edilmeyerek 5.2.2002 tarihinde kesinleşmiştir. Bu itibarla tesbit gününde kadastro mahkemesine aktarılması gereken bir dava bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece tutanağın kadastro işlemlerinin olağan usule göre tamamlanması için kadastro müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi kabule göre de mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesinin 999/97 Esas sayılı dosyası kesin hüküm varsayılarak hüküm kurulmuşsa da bu kabul dosya içeriğine uygun düşmemektedir. Asliye Hukuk Mahkemesinin 999/97 Esas sayılı dosyasında davacı Hasan'ın davalılar hazine ve F.... Köy Muhtarlığı aleyhine açtığı tescil davasına konu taşınmazın kısmen üçüncü şahıs (asli müdahil) adına tapuda kayıtlı olduğu, kısmen mera parseli içinde kaldığından söz edilerek dayanılan tapu kaydının kapsamında kalan bölüm yönünden davanın sıfat yönünden reddine ve mera parseli içinde kalan taşınmaz yönünden davanın esastan reddine karar verilmiştir. Bu nedenle esastan reddedilen kısım yönünden kesin hüküm var ise de sıfat yönünden reddedilen kısım yönünden HUMK.nun 237. maddesinde öngörülen kesin hükmün varlığından söz edilemez. Bu itibarla Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen ilamı mahkemece mahallinde uygulanarak kesin hükmün kapsamı belirlenmeden hüküm kurulması dahi isabetsizdir. Bu nedenlerle davacı tarafın yerinde olan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 15.9.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.