Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : Alacak,İtirazın iptaliTaraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalı vekili tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 24.11.2015 Salı günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ... vekili Av... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin 13.01.2012-26.04.2013 tarihleri arasında davalı hastanede kadın doğum uzmanı olarak çalıştığını, mesaisinin saat 08.00'den 17.30 veya 18.00-19.00'a kadar sürdüğünü, üç günde bir nöbetçi uzman hekim olarak çalıştığını, pazar günleri icapçı olduğunu, cumartesi günleri 8.00-15.00 saatleri arası çalıştığını, davacının haklarının zamanında ödenmediğini, bu nedenle iş akdinin haklı olarak feshedildiğini, ücretinin 13.500,00 TL olduğunu, ücret alacağının tahsili için ... l. İcra Müdürlüğü'nün 2013/3681 sayılı takip dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsiline, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, itirazın iptali davasının Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, davacının iş akdini feshederken yasa hükümlerine uymadığını, aylık ücret tutârının 2.500,00 TL olduğunu, davacının fazla mesai yapmadığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını, yıllık izin kullandığını, alacakların zaman aşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece davacının aylık ücretinin net 13.500,00 TL olduğu, ödenmeyen ücret alacakları nedeni ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, kıdem tazminatına hak kazandığı, bilirkişi raporunda hesap edilen alacaklarının bulunduğu gerekçesi ile istekler kısmen hüküm altına alınmıştır.Davacıya ödenen aylık ücretin miktarı konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır.Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Somut olayda, mahkemece davacı doktorun aylık net 13.500,00 TL ücret aldığı kabul edilmiş ise de, emsal ücret araştırması yapılan Tabipler Odası özel sektörde çalışan hekimler için emsal ücret bildiremeyeceğini belirtmiştir. Taraf tanıklarının davacının aldığı ücretle ilgili bilgi ve beyanlar yoktur. Banka hesabına yatırılan miktarlar ise düzensizdir. Buna rağmen prime esas kazancın sözleşmede kararlaştırılan 2500,00 TL ücretin üzerinde olması, başka doktorlar tarafından açılan davalara ilişkin mahkeme kararları ve bazı belgelere göre davacının net 13.500,00 TL ücretle çalıştığına ilişkin kabul eksik incelemeye dayanmaktadır. Bu itibarla davacının meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalıdır. Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu'ndan da bu husus sorulmalıdır. Bu şekilde toplanacak deliller toplanmış deliller ile birlikte değerlendirilerek aylık ücretin ne olabileceği belirlenmeli, işçilik alacakları da gerekirse yeniden hesaplattırılmalıdır.Öte yandan davacının ödenmeyen ücret alacağı hüküm altına alınmış ise de, davalı vekili davacıya dava konusu edilen ücretlerin taksitler halinde ödendiğine dair davacıya atfen imza bulunan makbuzlar sunmuştur. Her ne kadar bu makbuzlar temyiz aşamasında sunulmuş ise de ödeme savunması itiraz mahiyetinde olup yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında bile re'sen dikkate alınmalıdır. Bu itibarla sunulan makbuzların aslı getirtilip davacıya gösterilmeli, imza inkarında bulunulduğu takdirde usulünce imza incelemesi yaptırılmalı ve sonucuna göre istek dönemine ait makbuzlarda yazılı miktarların mahsubunun gerekip gerekmeyeceği belirlenmelidir.O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına takdir olunan 1100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 24.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.