Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23081 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 25713 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş Mahkemesi(Müstemir Yetkili)Dava Türü : İşe iade Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; 06/04/2015 tarihli tavzih kararı ile 12/03/2015 tarihli karar taraflarca süresi içinde temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de; işin mahiyeti itibariyle duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili; davacının iş akdinin geçerli bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; ürün fiyatları, maliyetler ve şirketin içinde bulunduğu olumsuz mali durum nedeniyle merkezi kadroda değişikliğe gidilmek durumunda kalındığını, iş gücü azaltımına gidilen diğer bölgelerde ve merkez ofiste davacının istihdamının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen savunma ve iddiaların somut değil, soyut verilere dayandığı belirtilerek, feshin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, “davalı şirket tarafından yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine” yönünde hüküm kurulmuş, ancak işe iadeye bağlı sonuçlardan işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücreti yönünden hüküm kurulmamıştır. Davacı vekili 25/03/2015 tarihli dilekçesi ile, tavzih talebinde bulunmuş, Mahkemece 06.04.2015 tarihli karar ile, hüküm fıkrasında düzeltme yapılmıştır. Hükme, 4 aylık boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı eklenmiştir. Hükmün tavzihini düzenleyen HMK'nun 305.maddesinde hükmün yeterince açık olmaması veya icrasında tereddüt uyandırması, yahut birbirine aykırı fıkralar içermesi halinde, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her birinin hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebileceği, hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçların tavzih yoluyla sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği, hükmün tashihini düzenleyen HMK'nun 304.maddesinde ise hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri hataların mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebileceği bildirilmiştir. Aynı Yasanın 294-298.maddelerine göre hakim hükmü vermekle o davadan elini çekmiş olur ve yargılamanın iadesine karar verilmedikçe veya hüküm temyiz edilip bozulmadıkça daha önce verilen kararın dışına çıkılacak biçimde, taraflardan birinin sorumluluğunu azaltamaz veya artıramaz. Hükümlerin tashihi veya tavzihi bu kuralın dışında değildir. Yerel mahkemece davacının işe iade ve tazminat talepleri hususunda karar verilmesi gerekirken, sadece işe iade yönünde hüküm kurulması, sonrasında ise hüküm fıkrasına “ 1)Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen işverenin süresi içerisinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının 4 aylık ücret ve diğer hakları olarak belirlenmesi, 2-Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde hak kazanılacak olan ücretin 4 aylık ücret olarak belirlenmesi” şeklinde tavzih niteliğinde olmayıp, hükmün değiştirilmesi niteliğinde olan tavzih kararı verilmesi hatalı olup, 06/04/2015 tarihli tavzih kararı bozulup kaldırılmalı, mahkemece işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücreti ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden 12/03/2015 tarihli karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan 06/04/2015 tarihli tavzih kararı ile 12/03/2015 tarihli kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Ceza Mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesinde bağlayıcılığı Taraflar arasındaki "maddi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bandırma 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 17.12.2009 gün ve 2008/252 E. 2009/308 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Daires RÜCU DAVASI ZAMANAŞIMI SÜRESİ (.Davacı, dava dışı üçüncü kişinin mevzuat gereği kendisine indirimli tarife uygulanması gerekirken Başbakanlık Hazine Müsteşar-lığı’nın talimatı üzerine indirimli tarife uygulamasından vazgeçilmesi nedeniyle ödemiş olduğu fazla elektrik bedelinin geri alınması için açtığı dava sonucunda mahkemece v eksik harcın yatırılması için önce normal bir süre verilmesi zorunlu olmayıp, mahkemece doğrudan kesin mehil verilebilir. Ne var ki, verilen kesin mehil makul bir süreyi kapsamalıdır. (...Kadastro sırasında dava konusu 136 ada 2 ve 6 ile 139 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar davalı C.. G.., 139 ada 6 parsel sayılı taşınmaz eşit paylarla davalı C.. G.. ve dava dışı Z. Y., 136 ada 3 ve 128 ada 1 parsel sayılı taşınmaz davalı M.. G.., 136 ada 4 parsel sayılı taşınmaz davalı H. G., 136 Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?