Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2248 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 21765 - Esas Yıl 2014





Asliye Hukuk MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine; 2-Davacı, davalı işyerinde mermer ocağında işçi olarak çalışırken iş akdini fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile hafta tatili alacaklarının ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğinden bahisle kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının iş akdini haklı neden olmadan kendisinin feshettiğini, tüm haklarının bordolarla ödendiğini hiçbir alacağı olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacının iş akdini, ücretlerinin tam ödenmemesi yüzünden haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının fazla mesai, ulusal bayram genel tatil alacağı ile hafta tatili alacağının ödenip ödenmediği konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını hafta tatili, ulusal bayram genel tatillerde çalıştığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil alacağının ödendiği kabul edilmelidir. Fazla çalışmanın, hafta tatili ile ulusal bayram genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın, hafta tatilleri ile ulusal bayram genel tatillerde çalışıldığının yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. İşverence ödenen miktarların, yapılan hesaplamalardan ne şekilde düşülmesi gerektiği konusuna gelince; İşçinin birden fazla alacağının söz konusu olması halinde, yapılan kısmi ödemenin hangi alacağa ilişkin olduğu işveren tarafından ödeme sırasında belirtilmemiş ve işçi tarafından da bu husus makbuzda gösterilmemiş ise, mahsup işlemi Borçlar Kanununun 86'ncı maddesine göre yapılacaktır. İş Kanununda işçinin sözleşme ve kanundan doğan alacaklarının muacceliyet ve vade zamanları konusunda değişik hükümler öngörülmüştür. 4857 sayılı İş Kanununa göre ücret en geç ayda bir ödenir (m.32/5). İş hukuku mevzuatımızda Basın İş Kanununun 14 üncü maddesi hariç, ücretin peşin ödeneceğine dair bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle ücret, çalışılan ayı takip eden aybaşında muaccel hale gelmektedir. Fazla mesai, hafta tatili ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin muacceliyet tarihleri normal aylık ücret gibidir. Somut olayda, dosyaya ibraz edilen yazılı iş sözleşmesinde davacının alacağı net ücret taraflarca kararlaştırılmıştır. İlk yıl yapılan sözleşme, her iki tarafı da bağlar. Davacının ücretinin sözleşmesinde yazılan net miktar olarak kabulü zorunludur. Bu nedenle davalının iddia ettiği üzere her ay farklı miktarlarda ve net ücretin üstünde olarak ödenen ücretlerin fazla mesai, ulusal bayram genel tatil ile hafta tatili alacaklarına mahsuben yapılmış olduğunun kabulü ile, yukarıdaki ilkeler dikkate alınarak mahsubu ile geri kalan kısmın hüküm altına alınması ve feshin haklılığının da buna göre belirlenmesi, sonucuna göre de kıdem tazminatı hakkında da bir hüküm kurulması gerekir, mahkemece bu ödemeleri dikkate almadan hesaplama yapan hatalı bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulması isabetsiz olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davalıya iadesine, 23.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.