Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22382 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18738 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Konya 1. İş MahkemesiTarihi : 29/11/2013Numarası : 2011/243-2013/770 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, Ankara 9. İcra Müdürlüğü'nün 2009/17331 sayılı takip dosyasıyla davacıya fazladan iş kaybı tazminatı ödendiği ve bu ödemenin geri ödenmesi talebiyle ilamsız icra takibine girildiğini, ....plakalı aracın üzerine söz konusu icra dosyasından haciz konulduğunu, icra takibi ile ilgili olarak Ankara İcra Dairelerinin yetkili olmadığından davalı kuruma da borcunun bulunmadığını, davalı kurumun davacıya ilk defa iş kaybı tazminatı ödemesi yaparken günlük kazancın hesabında sadece net maaşını göz önüne aldığını, ikramiyelerin günlük kazancın hesabında dikkate alınmadığını, iş kaybı tazminatı bu şekilde eksik hesaplanan çalışanların açtığı davaların kazanıldığı ve Yargıtay'ca onandığı, davalı kurumun herkesin dava açmasını önlemek için ikramiyeleri hesap ederek çalı??anların iş kaybı tazminatlarını hesapladığını, arada oluşan farkları çalışanlarına rızaen ödediğini, davacıdan istenen ve fazla olduğu iddia edilen ödemenin bu kapsamda olduğunu, daha sonra Yargıtay tarafından iş kaybı tazminatı ödemesine ilişkin işçi lehine verilmiş bir kararın bozulduğunu, davalı tarafça bozma kararının yanlış yorumlandığı ve sanki ış kaybı tazminatı hesaplamasında ikramiyelerin dikkate alınmayacağı gibi bir sonuca ulaşıldığını ve bu nedenle ikramiyelerin dikkate alınarak yapılan ikinci ödemenin geri istendiğini, bir an için fazladan haksız ödeme yapıldığı kabul edilse dahi geri verme borcunun kapsamının Borçlar Kanununun 63. maddesinde belirtildiğini, maddeye göre iyiniyetli olduğundan talep tarihinde elinde bulunan fazlalığı iade ile mükellef olduğunu, elinde bir şey kalmadığını, dolayısıyla sebepsiz zenginleşmede iyiniyetle iktisap edenin iade yükümlülüğüne ilişkin hükümlere göre geri ödeme şartları bulunmadığını öne sürerek davacının davalı kuruma hiçbir borcunun bulunmadığının tespiti ile haksız takip nedeniyle yüzde kırktan aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafın iddia ettiği gibi ortada iyiniyetli bir zenginleşme bulunmadığı gibi davacı tarafın hali hazırda üzerinde haciz bulunan bir menkulu olduğunu ve iade ile yükümlü olan tarafın elinde kalanını iade etmek zorunda olduğundan adı geçen menkulün haciz sonrası satış ile alacağa kavuşma haklarının olduğunu, davacının Ankara 9. İcra Müdürlüğü nezdinde kesinleşmiş borcunu çok sonra öğrendiğini sebep göstererek süresinde açılmayan işbu davanın hak düşürücü süre nazara alınarak reddi gerektiğini, davacının sebepsiz yere zenginleşmeden kaynaklanan borcunu tükettiğini de iddia edemeyeceğini, alacağın zamanaşımına uğramadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemi??tir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda, Seka A.Ş. İzmir İşletme Müdürlüğünde çalışırken 4046 sayılı Kanun gereği hizmet akitleri sona erdirilen ve iş kaybı tazminatı almaya hak kazanan işçiler tarafından iş kaybı tazminatı ödemelerinin eksik hesaplandığı gerekçesiyle davalı Kurum aleyhine Kocaeli 3. İş Mahkemesinde açılan dava neticesinde "prime esas kazancın belirlenmesinde işçinin o ay içinde hak ettiği ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki ödemeler netinin esas alınması" yönünde karar verilmiş olduğu, kararın Yargıtay tarafından da onanarak kesinleştiği, kesinleşen kararın emsal alınarak adı geçen işçilere iş kaybı tazminatı fark ödemesi yapıldığı ancak Yargıtay'ca ".....son bir yıl içinde yapılan ödemelerin 365 güne bölünerek ücrete yansıtılması" yönünde yeniden karar verilmiş ve bu kararın da onanarak kesinleşmiş olması nedeniyle prime esas kazançların karar doğrultusunda davalı kurum tarafından güncellenmiş olduğu, güncelleme sonucu fazla ödendiği iddia edilen miktarın davacıdan iadesinin istendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda Yargıtay kararı doğrultusunda güncelleme yaparak son ödenen miktarın fazla ödendiğini öne sürerek iade talep etmiş olan davalı kurumun hesaplamayı nasıl yaptığına dair bilgi ve belgeler dosyaya sunulmadığından, davalı kurum tarafından başlatılan takibin haksız olduğu, davalının borçlu olmadığı belirtilmiş olup davalı kurumun nasıl hesaplama yaptığı ve böylece fazla ödenen miktar olup olmadığı netleştirilmeden hazırlanan bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, 10.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.