Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, davalı işyerinde 14.02.2013 - 17.09.2013 tarihleri arasında paketleme elemanı olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Anayasanın 141'nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir. Somut olayda taraflar arasında hizmet süresi yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır. Bilirkişi tarafından tanık beyanlarına göre davacının kıdeminin 7 ay 3 gün olduğunun kabulüyle “Tablo A” ve SSK kayıtlarına göre davacının kıdeminin 1 ay 3 gün olduğunun kabulüyle “Tablo B” olmak üzere iki ayrı hesaplama yapılmış olup, mahkemece hükmün gerekçesinde davacının 7 ay 3 gün çalıştığının kabul edildiği belirtilmiştir. Buna göre mahkemece, bilirkişi tarafından “Tablo A” ile gösterilen alacakların hüküm altına alınması gerekirken; bilirkişi tarafından SSK kayıtlarına göre 1 ay 3 günlük hizmet süresi esas alınarak hesaplama yapılan “Tablo B” seçeneği hüküm altına alınmıştır. Yukarıda detaylı şekilde belirtildiği üzere mahkeme kararlarında gerekçe ile hüküm fıkrası tutarlı olmak zorundadır. Mahkemece bu husus gözetilmeksizin gerekçe ile hüküm fıkrası birbiri ile çelişir şekilde karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 11/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.