Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21799 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20164 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK’da (keza1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda) "usuli kazanılmış hak" kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır. Bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir. Mahkemenin, Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Yargıtay İBK 9.5.1960 tarih 21/9, RG. 28.6.1960-10537) Hükmün bir kısmın??n bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK). Kazanılmış haklar hukuk devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasanın 2. maddesinde açıklanan "Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir" hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır, belirsizlik ortamına neden olur ve kabul edilemez. Usuli kazanılmış hakkın hukuki sonuç doğurabilmesi için; bir davada, ya taraflar ya mahkeme ya da Yargıtay tarafından açık biçimde yapılmış olan ve istisnalar arasında sayılmayan bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkın varlığından söz edilebilmesi gerekir (Yargıtay HGK. nun 12.07.2006 gün ve 2006/4-519-527 sayılı, 31.05.2006 gün ve 2006/10-307-337 sayılı ve 10.05.2006 gün ve 2006/4-230-288 sayılı ilamı). Somut olayda, Mahkemece verilen ilk hüküm davalının temyizi üzerine Dairemizin 2014/2014 E. 2014/11186 K. Sayılı ilamıyla fazla çalışma hesabında işe giriş çıkışlarda 15-20 dakika erken giriş ile 25 dakikaya kadar geç çıkışların değerlendirilme dışı bırakılacağı ve 10 saati aşan çalışmaların fazla çalışma sayılacağına ilişkin bilirkişi raporundaki hesaplamalarla raporun uyuşmadığı yönünden bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulmakla davalı yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bozma sonrası alınan raporda bilirkişinin 20 dakikadan erken girişleri dikkate almadan normal işe giriş saatini işten çıkışlarda ise 25 dakikanın altında kalan süreleri hesaplama açısından normal çıkış saati göstererek bu saati esas aldığını eğer giriş ve çıkış saatleri bu sürelerin üzerinde ise hiç zaman mahsubu yoluna gitmeden hesaplama yaptığını açıkladığı, hafta tatili çalışmalarında giriş çıkış saati ayrımı yapmadığını belirterek raporunu düzenlediği görülmüştür. Dairemiz bozma ilamında giriş ve çıkış saatlerinde bilirkişinin yaptığı gibi sabah 20 dakikanın çıkışta ise 25 dakikanın altında ve üstünde kalan süre ile cumartesi Pazar çalışma süreleri ayrımı yapılmamıştır. Mahkemece istisnasız her gün giriş ve çıkış saatlerinden anılan süreler düşülerek yuvarlama yapılmadan bulunacak haftalık çalışma süresi üzerinden alacağın kabulü gerekirken bozma ilamına aykırı rapora dayalı hüküm kurulması hatalı olup kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.