Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21488 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14850 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İstanbul Anadolu 18. İş Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 26/06/2014Numarası : 2014/24-2014/315 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalışırken iş sözleşmesinin işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeni ile haklı olarak feshettiğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmış, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 25.11.2013 tarihli ilamı ile özetle, “...2-Somut olayda, davacının kıdem tazminatı alacağı yönünden talebinin 25.000,00 TL. olmasına rağmen, mahkemece bilirkişi raporundaki gibi 25.080,50 TL. olarak, hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırıdır. 3-4857 sayılı İş Kanununun 47'nci maddesinde, Kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Davacı, davalı tanığı olarak ifade verdiği başka bir davada, “davalı işyerinde resmi tatillerde çalışma yoktur, cumartesi Pazar çalışma yoktur,” şeklinde beyanda bulunmuştur. Ancak kendisinin açmış olduğu davada resmi tatillerde çalışmasının olduğunu iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur. Davacının bu beyanı bağlayıcı olduğu halde Mahkemece davalının bu duruma yönelik ısrarlı itirazına rağmen, “davacının bu beyanı ile dosyada alınan tanık beyanları ile birlikte değerlendirilmesi” sonucunda hesaplama yapan bilirkişi raporunu hükme esas alarak, davacının dini bayramların bazı günlerinde çalıştığından bahisle genel tatil alacağının hüküm altına alınmış olması hatalı olup bozma nedenidir. Mahkemece yapılacak yargılama sonucunda fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil alacağının çıkmaması durumunda, ücret alacağının son aya ait olması ve yıllık izin alacağının de feshe bağlı olarak ortaya çıkan alacaklar olması nedeniyle, feshin haklılığı ve kıdem tazminatı alıp alamayacağı hususunun yeniden değerledirilerek hüküm kurulması gerekliliği de gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekmektedir.” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkeme bozma kararına uymuş, ek hesap raporu aldıktan sonra davanın yeniden kısmen kabulüne karar vermiştir. Mahkemenin bozma sonrası hazırlanan ve hükmüne esas aldığı bilirkişi ek hesap raporunda, davacının başka mahkemede verdiği beyanın kendisini bağladığının kabulü halinde, haftada 5 gün 08.30-17.00 saatleri arası 1 saat ara dinlenme ile haftalık 37,5 çalışıldığı haftalık 45 saati aşan çalışması olmadığından fazla mesaisi ve milli bayram ve genel tatil çalışma ücret alacaklarının çıkmadığı; bozma öncesi gibi davacı tanık beyanlarına göre hesaplama yapıldığında 2007 Temmuz-Ekim sonu arasındaki dönem için haftalık 10 saat üzerinden 1266,33tl net fazla mesai alacağının çıkacağı belirtilmiştir. Bu ek hesap raporunda belirtildiği üzere davacının kendi beyanı eses alınarak hesaplama yapıldığı takdirde fazla mesaisi çıkmayacağından iş sözleşmesini feshi haklı nedene dayanmamaktadır. Bu nedenle fazla mesai ücreti ile kıdem tazminatı taleplerinin reddi yerine bozma sonrası hazırlanan ek rapora itibar edilmesine rağmen yanılgılı değerlendirme ile sözü edilen taleplerin kabulü hatalı olmuştur. O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.