Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21390 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8431 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Elbistan İş MahkemesiTarihi : 28/02/2014Numarası : 2013/34-2014/105Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.2-Davacı vekili, davacının 20/04/2010-15/07/2011 tarihleri arasında çalıştığını iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.Davalı davacının çalıştığı dönemde işini aksattığını, 10/07/2011 tarihinde tutanak tutulduğunu, davacının vardiya mühendisini darp ve tehdit ettiğinden hakkında 1.Sulh Ceza Mahkemesine dava açıldığını, davacının iş akdinin İş Kanunun 25/II-d bendine göre haklı feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.4857 sayılı İş Kanununun 25/II-d maddesine göre “İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması” işverene haklı fesih imkanı verir. Davalı işveren davacının iş sözleşmesini vardiya amiri Z.. G..’e fiili saldırıda bulunması nedeniyle feshetmiştir. Davacının ceza dosyasındaki ifadelerinde hakkında tutulan tutanak sonrası vardiya amirinin yanına gittiğini, yanlış anlaşılma olduğunu söylediğini, amirin kendisine küfür etmesi üzerine amirini eliyle iteklediğini ve itmesiyle sandalyeye oturduğunu o sırada Hikmet ve Murat isimli işçilerin yanlarına geldiğini, kavga olayı yaşanmadığını beyan etmiştir. Davalı tanıkları Hikmet ve Murat vardiya amiri Ziya’nın odasına girdiklerinde tarafların yerde ve davacının amirinin üzerinde olduğunu ifade etmişlerdir. Her ne kadar darp cebir izi bulunmadığına dair rapor verilmiş ise de, davacının amiri ile yalnız konuştuğu bir ortamda kendisine hakaret edildiğini iddia etse ve bu husus doğru kabul edilse de davacının olayı şirket yetkililerine bildirmek yerine amirine saldırması nedeniyle iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiği dikkate alınmaksızın kıdem ve ihbar tazminatının reddi yerine kabulü bozmayı gerektirmiştir.3-Davacının fazla çalışmaları karşılığı bordrolarda tahakkuk bulunduğu, imzalı tahakkukların ek raporda dışlandığı, imzasız olan ayların ise kabul edildiği anlaşılmakla, bordrolar imzasız olsa da banka aracılığıyla ödeme halinde bu ayların da dışlanması gerektiği dikkate alınmaksızın davacının banka ödemeleri ile karşılaştırılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken bordronun imzasız olduğu gerekçesi ve eksik inceleme ile fazla çalışma alacağının kabulü hatalı olup bozma nedenidir.SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.