Mahkemesi : Hopa Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 16/04/2014Numarası : 2012/228-2014/182Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin haklı bir neden olmaksızın davalı işverence feshedildiğini belirterek bazı işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının sebepsiz şekilde işi bıraktığını ve herhangi bir alacağı bulunmadığını hak ettiği tüm işçilik alacaklarının eksiksiz ödendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde 10.015,00 TL kıdem tazminatı ve 2.430,00 TL ihbar tazminatının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davacı tarafın ıslah talebinde de bulunmamış olmasına karşın Mahkemece dosya içerisindeki bilirkişi raporuna atıfla 10.155,00 TL kıdem tazminatı ve 2.520,00 TL ihbar tazminatına hükmedilerek talebin aşılması suretiyle hüküm kurulması hatalı olmuştur. 3-İhbar tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 17. maddesine göre ödenmesi gereken ihbar tazminatında faize hak kazanabilmek için kural olarak işverenin temerrüde düşürülmesi gerekir. Bununla birlikte bireysel ya da toplu iş sözleşmesiyle, iş sözleşmesinin feshi halinde ihbar tazminatının ödeme zamanıyla ilgili olarak açık bir hükme yer verilmişse, belirlenen ödeme tarihi faiz başlangıcı olarak esas alınır. İhbar tazminatı bakımından uygulanması gereken faiz oranı değişen oranlara göre yasal faiz olmalıdır. Bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde faklı bir faiz türü öngörülmüşse, yasal faizin altında olmamak kaydıyla kararlaştırılan faiz uygulanır. Bu tespitler karşısında, dava öncesi davalı işveren ihbar tazminatı bakımından temerrüde düşürülmüş olmakla, hüküm altına alınacak ihbar tazminatına temerrüt tarihinden yasal faiz işletilmesi yerine fesih tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizin işletilmesi hatalıdır. 4-Yıllık izin ücreti bakımından uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Dairemizce iş sözleşmesinin feshinde ödenmesi gereken izin ücreti, geniş anlamda ücret içinde değerlendirilmemiş ve 4857 sayılı Kanunun 34. maddesinde sözü edilen bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilemeyeceği kabul edilmiştir. O halde, izin ücreti için uygulanması gereken faiz, yasal faiz olmalıdır. Mahkemece yıllık izin ücretine yasal faiz yerine bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizin işletilmesi hatalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 20.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.