Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20869 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8404 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Antalya 3. İş MahkemesiTarihi : 06/12/2013Numarası : 2009/910-2013/528 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2-Dava, davalı şirketin Antalya aktarma müdürü olan davacının iş aktinin işveren tarafından haksız ve bildirimsiz şekilde feshedildiği iddiasına dayalı kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, hafta tatili, genel tatil, bayram tatili, yıllık izin ücreti ve asgari geçim indiriminden oluşan alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. Davalı cevabında, davacının kusurlu davranışları sonucunda iş aktinin İş Kanununun 25/II-e maddesi uyarınca haklı nedenle işverenin güvenini kötüye kullanmak ve iş yerinde disiplini bozmasından dolayı feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece iş aktinin kıdem ve ihbar tazminatı ödemesini gerektirmeyecek şekilde sona erdirildiğinin davalı işverence kanıtlanamadığı gerekçesiyle kıdem ve ihbar tazminatı ile genel tatillerde çalıştığı ve fazla mesai yaptığının tanıklarca beyan edildiğinden genel tatil ve fazla mesai ücreti ile kullandırıldığı ispatlanamayan yıllık izin ücretine hükmedilmiş; hafta tatili ücreti istemi reddedilmiştir. İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur. 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Somut olayda, davacının şirket telefonunu özel işlerinde kullandığı ve personele karşı davranışlarında genel ahlak kurallarını ihlal ettiği işverene dava dışı işçilerin verdikleri dilekçeler ve davacının olaya dair verdiği savunmasından anlaşılmakla, iş aktinin İş Kanununun 25/II-e maddesi uyarınca feshi haklı olup kıdem ve ihbar tazminatı isteminin reddine karar verilmelidir. 3-Davalının fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretlerine yönelik temyizi yönünden; Dosyada bulunan taraflar arasında imzalanmış 23.4.2005 tarihli iş sözleşmesinde ücrete fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin dahil olduğu belirtilmiştir. Hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda iş sözleşmesindeki bu hüküm gözetilmeksizin tanık beyanlarına göre fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücretleri hesaplanmıştır. Şu haliyle taraflar arasındaki iş sözleşmesi gözetilerek davacının yıllık 270 saat karşılığı fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücretlerinin aylık ücrete dahil olduğu kabul edilmeli; ulusal bayram genel tatil ücret talebi reddedilmeli, yıllık 270 saatin üzerindeki fazla çalışma ücretine hükmedilmelidir. Anılan yönler gözetilmeksizin verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.