Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20579 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12156 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Tokat 1. İş MahkemesiTarihi : 22/05/2014Numarası : 2012/370-2014/87 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine; 2-Davacı vekili, davalı işyerinde 23/07/2008 tarihinden 12/11/2012 tarihine kadar 4 yıl 3 ay 19 gün süre ile çalıştığını 12/11/2012 tarihinde ihbar önellerine uyulmaksızın iş akdinin işveren tarafından feshedildiğini belirterek işçilik alacaklarını talep etmiştir. Davalı vekili, davacının kendi isteği ile işten ayrıldığını, ayrılmadan önce işyeri amiri konumunda bulunan E.A'ya tehdit ve hakarette bulunduğunu bu durumun Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/660 Esas sayılı dosyası ile sabit olduğunu ve 25/2-b,d,g maddelerinin ihlal edilmesi nedeni ile iş akdinin feshedildiğini ücret ve fazla mesai alacaklarının hesabına yatırıldığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Somut olayda davacı işçi, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, davalı işveren ise iş akdinin kendilerince haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Mahkemece “4857 sayılı İş Kanununun 25/2 maddesinin (d) bendinde işçinin işverene yahut onun aile üyelerinden birine yahut işveren başka işçisine sataşması veya 84. maddeye aykırı hareket etmesi, hükmü davalı işveren açısından dava konusu olayda gerçekleştiğini, Yargıtay’ca yerleşik olarak işçinin işyerinde başka bir işçiye sataşması, hakaret veya tehditte bulunması davalı işveren açısından bu madde hükmüne göre haklı fesih nedeni olarak kabul edildiği dava konusu olayda davalı işverenin yaşanan tartışma, hakaret ve tehdit olaylarına rağmen davacının işine son verilmediğini, davacının kendi iradesiyle işten ayrıldığını savunduğunu bu durumda her ne kadar davalı açısından kanunun kendisine tanıdığı haklı nedenle fesih imkânı var ise de davalının fesih hakkını kullanmadığını, davacı işçinin kendi isteğiyle işi bıraktığını iddia etmesi ve bir kısım davalı tanıklarının davacının işten kendisinin mi çıktığını, yoksa işverence mi çıkarıldığını beyan etmeleri ve davacının 4 yıldan fazla kıdeminin olması karşısında davacının işi kendisinin bırakmasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve tanık beyanlarına göre feshe konu olayı davacı başlatmıştır. Davacının amiri konumundaki E.A. ile karşılıklı hakareti sebebiyle Sulh Ceza Mahkemesince ceza verilmesine yer olmadığına karar verildiği gibi ayrıca davacının amiri konumundaki E.A.'yı tehditten dolayı da ceza verilmiştir. Yani davacının eylemi daha ağır mahiyettedir. Bu nedenle işverenin sadece davacının iş sözleşmesini feshetmesinde eşit davranma borcuna aykırılıktan sözedilemez. Bütün bu nedenlerle davacının kıdem ve ihbar tazminatı isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması hatalı olup, bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.