Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20561 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8752 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Adana 3. İş MahkemesiTarihi : 27/03/2014Numarası : 2013/46-2014/248 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1.Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine. 2.Davacı vekili, davacının 01.03.2006-01.06.2012 tarihleri arasında çalıştığını, 01.06.2012 tarihinde 15 yıl hizmet ve 4540 prim günü dolduğundan emeklilik dilekçesini davalıya verdiğini ancak davalı şirketin kabul etmeyerek kendisini başka bir işyerine naklettiğini, oraya gittiğinde kadro dolu olduğundan başlayamadığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davacının iş akdinin davalı işveren tarafından 31.05.2012 tarihinde haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 120'nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan 1475 sayılı Yasanın 14'üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği hükme bağlanmıştır. İşçinin işyerinden ayrılması emeklilik sebebiyle olmalıdır. İşçi ya ayrılmadan ya da ayrıldıktan sonra makul bir süre içinde SGK ya başvurarak emekli olmalıdır. Emekli olduğu iddiası ile ayrılıp kısa bir süre sonra başka bir işyerinde çalışmaya başlayan işçi kıdem tazminatına hak kazanamayacağı gibi, işveren tarafından ödeme yapılmışsa iadesi de istenebilecektir. Kıdem tazminatına hak kazanmak için işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa bahsi geçen işlemler için başvurması ve bu yöndeki yazıyı işverene bildirmesi gerekir. Uygulanması gereken usul kural olarak, işçinin sigortadan emeklilik hakkı kazanıp kazanmadığının tespiti için sigorta müdürlüğüne dilekçe verilmesi, hak kazandığının bildirilmesi halinde bundan sonra yazının işverene verilerek ayrılınmasıdır. Bu durumda faiz başlangıcı işverene bildirim tarihi olacaktır. İşverene sigorta yazısı verilmemişse faiz dava tarihinden yürütülmelidir. 4447 sayılı Yasanın 45'inci maddesi ile 1475 sayılı Yasanın 14'üncü maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı bent eklenmiştir. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteği ile işten ayrılması imkânı tanınmıştır. Yani fesih tarihi itibariyle işçinin en az 15 yıl sigortalılığı ve 3600 günü aşkın prim ödemesinin bulunması halinde kıdem tazminatına hak kazanması mümkündür. Somut olayda, davacı 01.06.2012 tarihinde emeklilik dilekçesini işverene vererek işten ayrıldığını hatta talebi kabul edilmediğinden nakledildiği başka işyerine gittiğini ancak başlayamadığını iddia etmesine rağmen sözleşmenin 31.05.2012 tarihinde işverence feshedildiğinin kabulü hatalıdır. Davacı emekli olmak istediğini bildirdiğinden, emeklilik sebebiyle fesih davalının kabulüne bağlı olmadığından iradenin açıklandığı tarih itibariyle sözleşme davacı işçi tarafından feshedilmiştir. Sözleşmeyi kendisi fesheden taraf ihbar tazminatı talep edemeyeceğinden davacının ihbar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.