Hasımsız olarak görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: Dava, mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece miras bırakan hakkında açılmış ve halen derdest bulunan Şişli 5. Sulh Hukuk Mahkemesinde dava bulunduğu, aynı kişi hakkında birden fazla mirasçılık belgesi verilemeyeceği, derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç davanın niteliğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesi hükmünde başvuru üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, mirasçılık belgesinin geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 05.12.1990 gün ve 1990/2-560 esas, 1990/622 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle hasımsız olarak açılan davalar çekişmesiz yargıya tabi olduğundan, bu davalar sonucunda verilecek kararlar şekli bakımından kesinleşmiş olsalar dahi maddi hukuk bakımından kesin hüküm oluşturmazlar. Dava ve ilam kavramları çekişmeli yargıya ait kavramlar olduğundan mirasçılık belgesi olarak nitelendirile-meyeceği gibi bu davalar sonucunda verilen kararlar klasik anlamda kesin hüküm sonucunu doğuran bir ilam da sayılmazlar. Bu nedenle açılan bu davalar sonucunda verilen kararların sonradan gerçeğe aykırı ve yanlış olduğunun anlaşılması halinde her zaman için aksi iddia ve ispat edilebileceği gibi tespit hükmü niteliğindeki bu kararlann sonradan açılacak başka davalarda kesin hüküm oluşturması ve mahkemeleri bağlaması da düşünülemez. Bu konularda öğreti ve uygulamada tam bir görüş birliği mevcuttur. Bu olgunun sonucu olarak ister başkaları tarafından isterse kendisi tarafından hasımsız olarak açılan dava sonucunda mirasçılık belgesi alınmış olsa dahi, daha önceki mirasçılık belgesinde mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesinde hata yapıldığını öne süren her mirasçının hasımsız olarak açacağı yeni bir dava ile mirasçılık belgesi verilmesini isteme veya önceki günlü mirasçılık belgesinde kendilerine pay verilen diğer mirasçıları hasım göstererek bu mirasçılık belgesinin iptali ile gerçeğe uygun yenisinin verilmesi istemiyle dava açma hakkı bulunduğundan kuşku duymamak gerekir. Mirasçılık belgesinin verilmesine ilişkin davalar tespit edici nitelikte çekişmesiz yargı kararları olduğundan anılan kararın verilmesine ilişkin isteklerde asıl olan ihtilaf yokluğudur. Kararın bu niteliği gereği olayda HUMK 187/4 uygulanma olanağı yoktur. Derdestlik ilk itirazı hasımlı davalarda söz konusu olan ve davalı tarafından süresi içerisinde ileri sürülmesi gereken bir hak olup bu hakkın usulüne uygun kullanılmaması halinde mahkemece kendiliğinden göz önüne alınamayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca mahkemece açıklanan bu olgular gözetilerek davanın esasına girilmesi, davacı tarafından gösterilen ve gösterilecek tüm delillerin toplanması, miras bırakan Erdoğan'ın mirasçılarının ve miras paylarının belirlenmesi ve sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken yersiz gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), peşin ödenen temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 08.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.