Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 20075 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10262 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi : Adana 6. İş MahkemesiTarihi : 08/04/2014Numarası : 2012/866-2014/266 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine;2-Davacı, davalı işyerinde Edebiyat Öğretmeni olarak Ağustos 2011 tarihinde işe girdiğini, 15/09/2011-15/09/2012 tarihleri arası için iş sözleşmesi akdettiğini, Adana 1. Noterliğinin 25/06/2012 tarih ve 13600 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile iş akdini fazla mesai ve ücretlerinin tam olarak ödenmemesi nedeniyle haklı nedenle feshettiğini bildirerek fazla mesai, ücret ve hafta tatili alacağının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının haftanın 4 günü 09:00-17:30 saatleri arasında çalıştığını, fazla mesai yapmadığını, ulusal ve dini bayramlarda dershanenin kapalı olduğunu, davacının ücretlerinin tam ve eksiksiz olarak ödendiğini beyan ederek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında davacının fazla çalı??ma alacağına hak kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Davacı, davalı ile haftada 20 saat çalışmak üzere anlaştıklarını, işverenin fazla çalıştırdığını iddia etmiş, davalı işveren ise; davalı ile 20 saat derse girme konusunda anlaştıklarını çalışma saatini M.E.B mevzuatına tabi olduğunu savunmuştur. Mahkemece, davacı iddiası doğrultusunda hesaplama yapan bilirkişi raporuna itibarla hüküm kurulmuştur. 5580 sayılı Yasanın (mülga 625 sayılı Yasa m.21 vd) 9. maddesinde özel öğretim kurumu olan dershanelerde çalışacakların özlük hakları ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Buna göre; "Kurumlarda çalışan yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğreticiler ile kurucu veya kurucu temsilcisi arasında yapılacak iş sözleşmesi, en az bir takvim yılı süreli olmak üzere yönetmelikle belirtilen esaslara göre yazılı olarak yapılır. Mazeretleri nedeniyle kurumdan ayrılan öğretmen ve öğreticilerin yerine alınacak olanlar ile devredilen kurumların yönetici, öğretmen ve öğreticileri ile bir yıldan daha az bir süre için de iş sözleşmesi yapılabilir. Okullarda yöneticilik ve eğitim-öğretim hizmeti yapanlara, kıdemlerine göre (emekliler hariç) dengi resmî okullarda ödenen aylık ile sosyal yardım kapsamındaki ek ödeme tutarlarından az ücret verilemez. Sosyal yardım kapsamındaki ek ödemeler, bütçe kanunlarıyla resmî okul öğretmen ve personeline sağlanan haklara denk olarak okul öğretmenlerine ve personeline de ödenir. Sosyal yardım kapsamındaki ek ödemelerden gelir vergisi kesilmez. Kurumlardaki ek ders ücreti miktarı, resmî okullar için tespit edilen miktardan az olamaz. Ancak, 8'inci madde uyarınca resmî okul ve kurumlardan ücretli olarak görevlendirilenlere verilecek ek ders ücreti miktarı, resmî okullar için tespit edilen ek ders ücretinin iki katını geçemez..." Dolayısıyla 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu sistematiğinde aylık ücretle çalışan yönetici ve öğretmenlerin haftalık çalışma yükümlülüklerinin tespitinde ders ve ek ders esası benimsenmiştir. Taraflar arasındaki iş sözleşmesinde davacının “Asil görevli aylık ücretli“ olarak çalışacağı ve aylık ücretin 970,00 TL olarak kararlaştırıldığı, ayrıca haftalık ders saati sayısının da 20 olduğu belirlenmiştir. Böyle bir sözleşmenin yorumunda davacının haftalık 20 saatten fazla derse girdiğinde ek ders ücretine hak kazanacağı kabul edilebilir ise de, davacı normal haftalık 20 ders çalışma süresinin üzerinde çalıştığını ispat edemediğinden fazla çalışma ücretine, yine 20 saat ile haftalık normal çalışma süresi arasındaki çalışmalar için fazla süreli çalışma ücretine hak kazanacağı kabul edilemez. Davacının fazla çalışma alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 03/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.