Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19902 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11228 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Antalya 5. İş MahkemesiTarihi :05/05/2014Numarası :2012/560-2014/294 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalıya ait işyerinde 20.05.1998 tarihinde çalışmaya başladığını, iş akdinin 31.10.2009 tarihinde işverence haksız feshedildiğini, son ücretinin 1.600,00 TL net olduğunu, fazla mesai yaptırıldığını, ücretinin ödenmediğini, kullanmadığı halde yıllık izin belgelerinin imzalatıldığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı, davacının getir- götür işlerini yapmak için 20.05.1998 tarihinde vasıfsız işçi olarak işe başladığını, daha sonra davalı şirkette kendisine istihdam edilen işin bir gereği kalmadığı için 31.10.2009 tarihinde iş akdinin sonlandırıldığını, talep etmiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatının fahiş olduğunu, asgari ücret üzerinden maaş aldığını, yaklaşık 12 yıl davalı şirkette çalıştığı için taraflar arasında bir güven unsuru oluştuğunu ve davacıya 22.05.2009 tarihinde 10.000,00 TL borç para gönderildiğini, davacı işçinin bu parayı iade etmediğini, davacının almış olduğu asgari ücret üzerinden kıdem ve ihbar tazminatının hesaplanarak uhdesinde bulunan borç paradan mahsup edilerek davacı lehine hükmedilecek kıdem ve ihbar tazminatının taraflarınca kabul edileceğini, davacının fazla mesai yapmadığını, yıllık izinlerini kullandığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı tarafından davacıya 10.000,00 TL borç verildiği iddia edilmekle birlikte davacı tarafından bu ödemenin hak edilen prim ödemesine ait olduğunun iddia edildiği, tanık beyanlarından da işyerinde prim ödemesi uygulaması olduğunun anlaşıldığı, davacıya yapılan 10.000,00 TL nin ödeme tarihinin 22.05.2009, iş akdinin fesih tarihinin ise 31.10.2009 olduğu, arada 5 aylık süre olduğu, bu nedenle kıdem tazminatı veya başka alacağa mahsup edilemeyeceği, çalıştığı dönemde hak ettiği prim ödemesi olarak düşünülmesi gerektiği, dosya kapsamında davacı tanıklarının beyanları dışında davacının ücretinin asgari ücretin üzerinde olduğunu gösteren tek belgenin L.. Ambalaj Orm. Tarm. ve Pet. Ürün. San. Tic. Ltd. Şti' nin ilgili makama yazdığı ve davacının 1.200,00 TL ücretinin olduğunu belirten yazı olduğu, davacı tanıklarının beyanları, davacının işyerindeki 11 yıldan fazla olan kıdemin bulunması ve davacının 1.200,00 TL ücretinin olduğunu belirten davalı şirketin yazısı birlikte değerlendirildiğinde davacının ücretinin aylık net 1.200,00 TL olduğu, bu nedenle davacının almaya hak kazandığı kıdem tazminatı alacağının brüt 18.142,09 TL olduğu kanaatine varıldığı, 4857 sayılı İş Kanununun 17. maddesi gereğince belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerektiği, bildirim şartına uymayan tarafın bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorunda olduğu, bu nedenle davacının almaya hak kazandığı ihbar tazminatı alacağının brüt 2.986,45 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece davacının ücretinin 1.200,00 TL net olarak kabul edilmesi yerindedir. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının ücreti 1.200,00 TL net(1.674,80 TL brüt), 1.600,00 TL brüt ve 1.600,00 TL net ücret üzerinden seçenekli hesaplama yapılmıştır. Mahkemece davacının ücretinin 1.200,00 TL net olduğunun kabul edilmesine rağmen milli bayram ücreti dışındaki alacakların 1.600,00 TL brüt ücrete göre yapılan hesaplamaya göre hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davalı tarafça davacıya iş akdinin devamı sırasında yapılan 10.000,00 TL’lik ödemenin borç olduğu iddiası ile yapılacak tazminat hesabından mahsubu istenmiş, mahkemece tanık beyanları ve dosya kapsamına göre söz konusu ödemenin prim ödemesi olduğu kabul edilmiştir. Davacıya prim ödemeleri yapıldığı davalı tarafın da kabulündedir. Ancak davacıya yapılan ödemenin ne olduğunun net olarak belirlenmesi açısından mahkemece davalı işyeri kayıtları ve banka kayıtları üzerinde mali müşavir veya muhasebeci bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapılmalı, yapılan ödeminin prim ödemesi olup olmadığı belirlenmeli tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, 31/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.