Mahkemesi : Bursa 8. İş MahkemesiTarihi : 08/04/2014Numarası : 2013/314-2014/273 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı, davalı işyerinde büro elemanı olarak çalıştığını, 14/04/2008 tarihinden itibaren davalı işyerinde yetkili olan Hizmet-İş Sendikasına üye olduğunu, davalı işyerinde yürürlükte bulunan TİS.in 3. maddesinin 3. bendinde büro elemanlarının sözleşme kapsamı dışında olduğunun belirtildiğini, ancak bu hükmün işyerinde genel olarak uygulanmadığını, davalı işyerinde fiilen büro işçisi olarak çalışmasına rağmen TİS'ten yararlanan çok sayıda işçi bulunduğunu, dolayısıyla davalı işverenin bu hükme dayanarak keyfi uygulamaya gittiğini ve eşit konumdaki işçilere farklı muamelelerde bulunduğunu, kendisi ile aynı durumda/statüde olan işçilerin TİS'ten yararlandığını ancak kendisinin bu haklardan hukuksuz olarak mahrum bırakıldığını, ayrıca bu tür düzenlemelerin Anayasa'ya, Sendikalar Kanununa ve evrensel hukuk normlarına da aykırı olduğunu, TİS'in 3/3. bendindeki büro işçilerinin kapsam dışı sayılması hükmünün işyerinde genel olarak uygulanmaması, işverenin keyfi tutumu nedeniyle aynı konumdaki bazı büro işçilerinin TİS'ten faydalandırılarak eşit durumdaki işçiler arasında ayrımcılık yapılması nedeniyle bu keyfi uygulamaların hukuk düzenince korunamayacağını, bu nedenlerle de kendisinin de diğer birçok büro işçisi gibi TİS.'ten yararlanmasının gerektiğini, zira 15/03/2011 tarihi itibariyle yürürlüğe giren TİS.'te kapsam dışı uygulamasının kaldırıldığını, açılan emsal davalarda da iddiaları doğrultusunda kabul kararları verildiğini iddia ederek, TİS gereği kendisine ödenmeyen bazı işçilik alacaklarının ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın süresinde açılmadığı için zamanaşımı savunması ve kesin hüküm itirazında bulunarak davacının daha önce Bursa 3. İş Mahkemesinin 2011/560 Esas sayılı dava dosyası ile aynı mahiyette dava açtığını, bu davanın reddedildiğini ve bu şekilde kesinleştiğini, davacının iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacının masa başında memurlarla birlikte çalıştığını, yapılan uygulamaların kanun ve TİS.lere uygun olduğunu, eşitsizliğin bulunmadığını, 2011-2013 dönemi Tis.'inde de memur-işçi ayrımının kaldırıldığını, talep edilen bedellerin de çok yüksek olduğunu, faiz taleplerinin de kabul edilemez olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, işverenin davacı ile aynı yerde çalışıp aynı işi yapan bir kısım personeli TİS hükümlerinden faydalandırdığı halde davacıyı faydalandırmamış, faydalandırmama nedenlerini de objektif ölçütler çerçevesinde ispatlayamamıştır. Ayrıca işverenin eşit davranma ilkesine de aykırı davrandığı anlaşılmıştır. Ayrıca işveren ile yetkili sendika arasında 2011 yılında imzalanan yeni TİS.'te, büro işçilerinin kapsam dışı olduğuna ilişkin maddenin kaldırılarak tüm işçilerin TİS ile getirilen tüm haklardan yararlandırılmalarına başlandığı görülmekte olup bu uygulamanın dahi işverenin başlangıçta yaptığı yanlış uygulamadan döndüğü anlaşıldığından dava konusu yapılan sendikal haklardan davacının yararlandırılması gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kesin hükmün varlığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 6100 sayılı HMK'nın düzenlemesinde bir davanın görülmesini engelleyen durumlar dava şartları olarak düzenlenmiştir. HMK.114/1-i maddesine göre aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartıdır. Somut olayda, davacı daha önce TİS'den yararlanamadığı gerekçesiyle 21/07/2009 tarihinde alacak davası açmış ve Bursa 3. İş Mahkemesinin 2009/729 Esas nolu dosyasında görülen davada mahkemece bozma kararına uyularak 11/04/2012 tarihinde davanın reddine karar verlmiş, verilen karar Yargıtay 9. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmiştir. Daha sonra bu dava ile eşitlik ilkesine aykırılık gerekçesiyle yeniden aynı taleplerini yinelemiştir. Her ne kadar mahkeme, önceki kararın bu dava için kesin hüküm oluşturmayacağı gerekçesiyle, dosyaya sunulmuş Yargıtay Dairelerinin emsal onama kararlarına itibarla davayı kabul etmiş ise de verilen karar hatalıdır. Çünkü, davacısı, davalısı ve dava konusu aynı olan bir konuda verilmiş karar, aynı taleple, aynı kişiler arasında açılacak ikinci davada kesin hüküm oluşturur. Davacının ilk davada talep ettiği TİS'den yararlanma talebinin reddedilmesi ve kararın kesinleşmesi karşısında ilk dava tarihi olan 21/07/2009 tarihine kadar olan talebi yönünden kesin hüküm oluşmuştur. Yapılacak iş, 21/07/2009 tarihine kadarki döneme ilişkin talebin kesin hüküm nedeniyle reddine karar vermek, 21/07/2009 tarihi ile 2011 yılında yürürlüğe giren ve büro işçilerine yasal olarak TİS'den yararlanma hakkı veren, TİS'in yürürlük tarihi olan 15/03/2011 tarihine kadar ki dönem yönünden hesaplama yaptırılarak çıkacak sonuca göre bir karar vermektir. Mahkemece hatalı değerlendirme ile talebin tüm dönemi kapsar şekilde hüküm altına alınması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 30/10/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.