YARGITAY İLAMI Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK'nun 435.maddesi gereğince duruşma isteğinin süreden reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, müvekkilinin 01.09.1998 tarihinde ... isimli şirkette çalışmaya başladığını, 2004 yılının ortalarında bu şirketin işyerini davalı şirkete devrettiğini, ... isimli şirketin kıdem tazminatına mahsuben avans niteliğinde bir miktar ödeme yaptığını, davacının 01.05.2004 tarihinden iş sözleşmesini feshettiği 23.09.2013 tarihine kadar davalı şirkette çalıştığını, fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, yıllık izinlerinin tümünü kullanmadığını, 2 aylık ücretinin ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının 01.09.1998-30.04.2004 tarihleri arasında ... isimli şirkette çalıştığını, bu şirketin işyerini davalı şirkete kiraladığını, davacıya kıdem tazminatı dahil tüm haklarını ödediğini, davacının bu işverenini ibra ettiğini, sonrasında davacının 01.05.2004 tarihinde davalı şirkette çalışmaya başladığını, 23.09.2013 tarihine kadar çalıştığını, fazla mesai ücreti alacağının bulunmadığını, haftalık izinlerini kullandığını, milli bayram ve genel tatil günlerinde çalışmadığını, yıllık izinlerini kullandığını beyanla davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının davalı nezdinde 01.09.1998-23.09.2013 tarihleri arasında işyeri devri kuralları çerçevesinde kesintisiz çalıştığı, günlük brüt ücretinin 51,08 TL olduğu, fazla mesai yaptığı, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, kullanmadığı yıllık izinlerinin bulunduğu, son aya ait ücretinin ödenmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Fazla mesai, hafta tatili, milli bayram ve genel tatil ücretleri konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmaktadır. Davacı vekili, davacının haftanın 7 günü günde 12 saat çalıştığını; milli bayram ve genel tatil günlerinde de çalıştığını iddia ederek bu alacakların davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda, davacı tanık anlatımları esas alınarak davacının haftanın 7 günü günde 12 saat çalıştığı, günlük 1.5 saat ara dinlenmenin mahsubu ile haftalık 21 saat fazla mesai yaptığı, tüm hafta tatilleri ile dini bayramlar dışındaki tatiller için alacaklar hesaplanmış; mahkemece takdiri indirim yapılarak hüküm altına alınmıştır. Fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ispat etmekle yükümlü olan davacının tanık dışında başkaca delili yoktur. Dinlettiği tanıkların ise davalıya karşı aynı veya benzer istemlerle açtıkları davaları bulunmaktadır. Bu itibarla, sırf davacı ile menfaat birliği içinde olan davacı tanık beyanlarına göre alacak hesabı yapılması hatalı olmuştur. HGK’nun 25.02.2013 tarih ve 2013/9-1462 Esas 2015/869 Karar sayılı kararı da bu yöndedir. Bu itibarla davacının iddialarını usulünce ispat ettiğinin kabulü mümkün değildir. Hal böyle olunca, fazla mesai, hafta tatili, milli bayram ve genel tatil çalışma ücreti taleplerinin reddi yerine kabulü hatalı olmuştur. O halde davalı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 22.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.