Mahkemesi : Mersin 5. İş MahkemesiTarihi : 05/06/2014Numarası : 2013/114-2014/178 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Davacı vekili, davacının 29/11/2011-21/05/2012 tarihleri arasında çalıştığını, ücretinin aylık 4.500,00 TL olduğunu, iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek ihbar tazminatı, ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununda 32 nci maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır. Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir. İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret. Borçlar Kanunun 323 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü. işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir. 4857 sayılı Yasanın 8 inci maddesinde, işçi ile işveren arasında yazılı iş sözleşmesi yapılmayan hallerde en geç iki ay içinde işçiye çalışma koşullarını, temel ücret ve varsa eklerini, ücret ödeme zamanını belirten bir belgenin verilmesi zorunlu tutulmuştur. Aynı yasanın 37 nci maddesinde, işçi ücretlerinin işyerinde ödenmesi ya da banka hesabına yatırılması hallerinde, ücret hesap pusulası türünde bir belgenin işçiye verilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Usulünce düzenlenmiş olan bu tür belgeler, işçinin ücreti noktasında işverenden sadır olan yazılı delil niteliğindedir. Kişi kendi muvazaasına dayanamayacağından, belgenin muvazaalı biçimde işçinin isteği üzerine verildiği iddiası işverence ileri sürülemez. Ancak böyle bir husus ileri sürülsün ya da sürülmesin, muvazaa olgusu mahkemece resen araştırılmalıdır. Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Somut olayda, davacı 4.500,00 TL ücret aldığını iddia etmiştir. Davalı ise ücretinin bordro gibi net 1.880,00 TL olduğunu savunmuştur. Davacı tanıklarından Yasemin davacının kendisine ücretinin 4.500,00 TL olduğunu söylediğini beyan etmiştir. Diğer davacı tanıklarının ücret konusunda bilgileri yoktur. Emsal ücret araştırmasına göre TMMOB Makine Mühendisleri Odası Mersin Şubesi davacı emsali bir işçinin brüt 1.815,00 TL alabileceğini bildirmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda işverence davacı hesabına yatırılan ücretlerin davalı savunmasında belirtilen ücretten fazla olduğu belirtilerek tüm delillere göre davacının net 4.500,00 TL aldığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Davalı tarafından yapılan aylık ödemeler 80,00 TL, 500,00 TL, 580,00 TL, 4.000,00 TL, 9.564,00 TL şeklinde olup düzensiz ve uyumsuzdur. Davalı, Bankadan hesabına yapılan 10.882,00 TL ödemenin çalıştığı sürede hakettiği birikmiş maaş ve bunu aşan kısmın fazla çalışma karşılığı olduğunu savunmaktadır. Davalı tarafından sunulan bordrolarda ise fazla çalışma yapıldığına dair bir kayda rastlanmamıştır. Davacıya ücret alacaklarına karşılık ödenen 16.574,00 TL’nin içerisinde fazla çalışmalarında bulunduğu ispatlanamadığı gibi Mart ayı sonuna kadar yapılan ödemenin de aylık asgari geçim indirimi dahil 4.140,00 TL’ye karşılık geldiği görülmektedir. Davalı iş avanslarının da davacı banka hesabına yatırıldığını iddia etmiş ise de dosyaya sunulan 08/02/2013 havale tarihli dilekçeden banka ücret ödemeleri ve tediye makbuzlarının ücret ödemelerine karşılık yapıldığı açıkça anlaşılmaktadır. Davacı iddiaları, davalı savunmaları ve yapılan ödemeler birlikte değerlendirildiğinde davacının aylık net 4.500,00 TL aldığını kabule elverişli değildir. Sadece Makine Mühendisler Odası Mersin Şubesi’nden yapılan araştırma da yeterli olmadığı gibi kabul edilen ücretle de uyumlu değildir. Mahkemece işçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından işyerinde çalışan işçi sayısı da belirtilerek emsal ücretin ne olabileceği ayrıntılı olarak araştırılmalı ve tümü birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 20.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.