Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19754 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11463 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Mersin 3. İş MahkemesiTarihi : 29/05/2014Numarası : 2013/107-2014/122 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, davalı işyerinde 15/06/1999 tarihinde çalışmaya başladığını, davacının davalı belediyeye ait Atatürk Parkı Adnan Menderes Bulvarındaki Büyük Sahil Parkı bakımı, büyük ana caddelerinin orta refüj, kaldırım ve kavşaklarındaki yeşil alan sulama, bakımı ve ağaçlandırma işlerinde çalıştığını, davacının dini ve milli bayramlarda ayrıca çalıştığını,davacının işakdinin emeklilik nedeniyle 28/06/2013 tarihinde sona erdiğini, ihbar tazminatının, yıllık ücretli izin alacağının, dini ve milli bayram ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının M.. B.. bünyesinde çalışması bulunmadığını, 4857 sayılı Yasanın 2. maddesine eklenen fıkraya göre hizmet alım ve yapım sözleşmelerine dayalı olarak müteahhit şirketlerin yanında çalışan davacının taleplerinin belediyeye yöneltilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, davacının çalışmaya devam ettiğini bu sebeple kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Anayasanın 141. maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan Anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalar bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Mahkeme kararının gerekçe kısmı ile hüküm fıkrasının birbiri ile uyumlu olması gerekir. Somut olayda mahkemece gerekçeli kararın delillerin değerlendirilmesi ve incelenmesi neticesinde başlıklı gerekçe kısmında davacının emekli olması sebebiyle ihbar tazminatına hak kazanamayacağı ifade edildiği halde hüküm kısmında ihbar tazminatına hükmedilmekle gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki meydana getirilerek hüküm kurulması hatalı olup bozma nedenidir. Kabule göre de, emeklilik işlemi tek taraflı bir irade beyanıdır. İş sözleşmesi işveren tarafından feshedilen işçinin, yaşlılık aylığına hak kazanmış ise bu hakkı elde etmek için kurumuna başvurması doğaldır. Somut olayda, davacı emeklilik sebebiyle iş akdini sonlandırdığını iddia etmişse de dosyada davacının Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurusunun bulunup bulunmadığı ve işverene yönelik olarak iş akdini emeklilik sebebiyle feshettiğine dair yazı gönderip bildirimde bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır. Dosyaya sunulan Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet dökümü kayıtlarından da davacının aralıksız çalıştığı görülmektedir. Bu nedenlerle davacının emeklilik nedeniyle iş akdini feshedip feshetmediği hususu ayrıntılı araştırılmaksızın eksik incelemeyle işçinin iş akdini emeklilik nedeniyle feshettiği kabul edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.