Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19572 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 21067 - Esas Yıl 2016





Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:Davacı vekili, iş akdinin sendikal nedenle feshedildiğini öne sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesini ve sendikal fesih nedeniyle tazminata hükmedilmesini istemiştir.Davalı vekili, iş sözleşmesinin davacının kusurlu davranışları nedeniyle İş Kanunun 25/II maddesi uyarınca tazminatsız feshedildiğini, davacının sendika üyeliğinin dava dilekçesiyle öğrenildiğini, çalışırken hiçbir sendikal faaliyeti de olmadığını, davacının iş akdinin amirleri ve iş arkadaşları ile ciddi geçimsizlik göstermesi, sıkça tartışmaya girmesi nedeniyle kıdem tazminatı ve diğer yasal hakları ödenmek suretiyle feshedildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, feshin geçerli nedenle yapıldığı, ancak feshin biçimsel koşullarına uyulmadığından geçersiz hale geldiği, sendika üyesi olan davacının ise feshin sendikal nedenle yapıldığını kanıtlayamadığı, sendikal tazminat talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle, mahkemece feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmayıp davalının bu yöndeki temyiz itirazları yerinde değildir.Ne var ki; davacı feshin sendikal nedene dayalı olarak yapıldığını iddia etmiş olup mahkemece bu konuda yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.4857 sayılı İş Kanunu’nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25'inci maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.İşverenin, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 25'inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca iş sözleşmesini sendikal nedenlerle feshetmesi halinde işçi, 4857 sayılı Kanunun 18, 20 ve 21 inci madde hükümlerine göre dava açma hakkına sahiptir. İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde Toplu İş Sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.Somut olayda, mahkemece sendikal neden yönünden sendikaya yazı yazılıp, davacının üyelik fişinin getirtildiği, taraf tanıklarının dinlenildiği ve bilirkişi raporu alındığı görülmektedir. Dosyadaki mevcut delil durumu itibariyle, davacının sendikaya 02.08.2014 tarihinde üye olduğu, iş akdinin ise 11.08.2014 tarihinde feshedildiği anlaşılmaktadır. Sendikanın cevabi yazısında ise, işyerinde toplam 3 üyelerinin bulunduğu dışında başkaca bir açıklama bulunmamaktadır. Davacı tanıklarından ...’ın “…davacı ile birlikte 2 kişinin işten çıkartıldıklarını duydum, sendikaya üye olmalarından dolayı çıkartıldıklarını biliyorum… davacının sendika ile ilgili faaliyetleri olup olmadığını bilmiyorum… ben davacının sendika üyesi olduğunu işverenlerin bilip bilmediği konusunda bilgi sahibi değilim…” şeklinde; davalı tanıklarından ...’nun “…davacının sendika üyesi olup olmadığını bilmiyorum, iş yerinde çalışanların sendikalı olup olmadığı konusunda bizim herhangi bir bilgimiz yoktur, işten sendikalılık nedeniyle çıkarılmış değildir… genel müdürümüz ...in iş yerine gelip toplantı yaptığı doğrudur, o toplantıda davacı ve arkadaşı ile görüşürken biz yanında değildik onlarla ayrıca konuştuklarını duyduk, gerçekten sendikalılar mı değiller mi ... onu öğrenmek istedi, ama sendikalı olmadıklarını anladık, söylediler…” şeklinde; diğer davalı tanığı ...’in ise “davacının sendika üyesi olduğunu bilmiyordum, daha sonrasında öğrendim, davacı ile birlikte iki kişi işten çıkartıldı, ... adlı çalışan da mağaza şefi olarak çalışıyordu, ikisi aynı nedenle işten çıkartıldılar, onun da sendika üyesi olduğunu sonradan öğrendik” şeklinde beyanda bulundukları görülmektedir. Bilirkişi raporu ise, somut verilere dayanmaktan uzak olup kanaat oluşturmaya yeterli değildir. Taraf tanıklarının bu beyanları ve dosyadaki delil durumu itibariyle feshin sendikal nedenle yapılıp yapılmadığı konusunda sonuca gidilemeyeceği görülmektedir. Davacı ile aynı gün işten çıkarılan ve tanık ifadelerinde de yerini bulan ... isimli işçinin benzer mahiyetteki dosyasında, taraf vekillerinin temyizi üzerine Dairemizce yapılan incelemede, kararın sendikal neden araştırması yönünden bozulduğu görülmüştür.(7. HD-2016/4949 E)O halde, eldeki dosya bakımından da yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılmalı, feshin sendikal nedenle yapılıp yapılmadığının tereddüde yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından özellikle, ...’dan fesihten 6 ay öncesi ve sonrasına ait işçi hareketleri getirtilmeli, ilgili sendikaya yeniden ayrıntılı yazı yazılarak yukarıda belirtilen hususlara ilaveten üyeliklerin davalı işverene bildirilip bildirilmediği, sendikadan istifa edip de halen çalışan olup olmadığı ve yetki başvurusunda bulunulup bulunulmadığı da sorulmalı, şayet yetki başvurusunda bulunulmuş ise, ...Bakanlığından yetki tespiti dosyası getirtilmeli, ayrıca davalı işverene de yazı yazılarak fesih öncesi ve sonrası 6 aylık süreçte işe alınan ve işten çıkarılanların listesi, hangi nedenle işten ayrıldıkları ya da iş akitlerinin feshedildiği, iş akitleri feshedilenlerin kaçının sendikalı olduğu, işyerinde sendikadan istifa edip de halen çalışan olup olmadığı ve yeni işe alınanların sendikalı olup olmadığı hususları, gelen tüm bilgi ve belgeler doğrultusunda net bir şekilde tespit edilmeli, gerekirse bu hususta bilirkişiden ek rapor alınarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı konusunda eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ; Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine,17.11.2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Vekalet sözleşmesinin kapsamı-İlamın icrasının ayrı bir iş sayılacağı-ilamın icraya konulmaması talebinin azil sayılamayacağı Taraflar arasındaki “avukatlık ücret alacağı” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce davanın reddine dair verilen 19.03.2010 gün ve 2010/1 E., 2010/115 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 23. Tapuya güven ilkesi - Kötüniyet iddiasının itiraz niteliğinde olduğu MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİDAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL, TAZMİNAT (TERDİTLİ)Taraflar arasında birleştirilek görülen tapu iptali ve tescil, tazminat (terditli) davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ... vekili, davalı ... vekili ve davalı ... v Müvekkilin yazılı talimati olmaksızın karşı tarafla sulh olunması haklı azil nedenidir-Ayrıntı içermeyen ibranamenin makbuz hükmünde olacağı MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar avukatınca duruşmalı davacılar avukatınca duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgili Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?