Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19524 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7099 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi : Adıyaman İş MahkemesiTarihi : 16/12/2014Numarası : 2014/64-2014/491 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2- Davacı vekili, müvekkilinin davalı işveren nezdinde 26.03.2010 yılında işe başladığını, iş akdinin 21.10.2013 tarihinde işverence haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ve müvekkiline rızası dışında istifa dilekçesi imzalatıldığını belirterek bazı işçilik haklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacının istifa ederek işten ayrıldığını, istifa eden bir kişinin de kıdem ve ihbar tazminatı talep etmesinin yasal olarak mümkün olmadığını, istifa dilekçesinin davacının rızası dışında imzalatıldığı iddia edilse de bunun yasal bir dayanağının bulunmadığını, davacının müvekkilini ibra edip talep ve dava hakkından feragat ettiğini, feragatın hakkı ortadan kaldıran bir işlem olduğunu, davacının feragat ettiği hususlarda dava açmasının mümkün olmadığ??nı bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının kendi el yazısı ile tanzim edilen dilekçe ile istifa etmek suretiyle işten ayrıldığı, yine davacının imzasını taşıyan ibranamede alacak kalemleri ve miktarlarının tek tek belirtildiği, istifa dilekçesi ve ibranameyi davacının kendi özgür iradesi ile tanzim edip işverene sunduğu, zira davacı tarafın da bu hususta aksi bir beyanının bulunmadığı ve bu suretle dosya içinde mevcut davacının imzasını havi istifa dilekçesi ve ibranamenin geçerli olduğu kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, işyerinden istifa etmek suretiyle kendisi ayrılmış olup bu nedenle ihbar tazminatı talebinin reddi doğrudur ancak davacı iş akdini haklı nedenle feshederse kıdem tazminatı almaya hak kazanır. 21.11.2013 tarihli ibraname 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenmiş olup ibranamede yazılı miktarların ödendiğinin ispatı ancak banka ödemesi ile yapılabilir. O halde davacı isticvab edilerek bu ibranamede yazılı miktarların kendisine ödenip ödenmediğini sorularak ödendiğini kabul etmesi halinde fesihten 1 ay sonra 21/11/2013 tarihinde yapılan 183,20 TL ubgt ücreti alacağının fesih sırasında muaccel alacak olup olmadığını tespit ederek son aya ilişkin alacak olduğunun anlaşılması durumunda davanın şimdiki gibi tümden reddine karar vermek; ödenmediğinin tespiti durumunda ise 183,20 TL ubgt ücreti alacağının son aya ilişkin olmayıp daha önceki çalışma sürelerine ilişkin alacak olduğunun anlaşılması ve bu alacağın fesihten sonra ibraname imzalaması ile birlikte ödendiğinin kabulü halinde davacının ibranamede yazılı olduğu gibi ve işvereninde kabulünde olan 183,20 TL genel tatil alacağı bulunduğundan işçinin eylemli feshi haklı nitelikte kabul edilerek davacının kıdem tazminatı talebi ile ödenmemiş 183,20 TL genel tatil alacağının kabulüne karar verilmesi gerekmektedir. O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.