Mahkemesi : Konya 1. İş MahkemesiTarihi : 09/05/2014Numarası : 2013/183-2014/316 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraflarca istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, iş akdinin işverenin davacıya yönelik tutum ve davranışları sebebiyle davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile fazla çalışma, ulusal bayram, genel tatil, yıllık izin ve işçilik ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının sebepsiz yere işi bıraktığını ve davalı işverenden herhangi bir alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasında, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshedip etmediği, bu bağlamda davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı hususunda uyuşmazlık söz konusudur. Davacı vekili, davalı işverenin davacı işçiye yönelen haksız tutum ve davranışları sebebiyle akdin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği iddiasındadır. Dosya içerisinde yer alan 6.3.2013 tarihli fesih bildiriminde davacının iş kazası geçirdikten sonra kendisine yapılan psikolojik baskı sebebiyle akdi feshettiğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Davacı taraf haklı fesih iddiasını ispat bakımından tanık ifadelerine dayanmıştır. Tanıklardan M.. D..; davacı ile işveren arasında tartışma yaşandığını bu tartışma sırasında davalı işverence davacıya hitaben “seni buradan çıkartmıyacam çalışacaksın”,“ gerekirse yerleri süpürteceğim, ama burada çalışmaya devam edeceksin, seni işten çıkartmayacağım” şeklinde sözler sarf ettiğini, devam eden tartışma sırasında patronun davacının omuzundan tutması üzerine kavga çıkabileceğinden korkarak patronun eli ile davacıyı birbirinden ayırdığını beyan ettiği, tanık N.. M..'nin ise "... A.. Abinin geçirdiği iş kazası sonucu parmağının ucu kopmuştu, kazadan sonra bir ay raporlu idi, rapor bitiminde doktor bir ay daha rapor verince patron A.. Abiye gıcık olmaya başladı, daha sonra patron ile A.. Abi arasında bir tartışma yaşandı, bunun üzerine patron A.. Abiye hakaret etmeye başladı, hatta boynundan tutup itekledi..." şeklinde ifade verdiği anlaşılmaktadır. Davacı tanık ifadeleri görgüye dayalı ifadelerdir. Tanık anlatımlarından davalı işverenin davacıya yönelik rencide edici sözler sarf ettiği, hatta davacıya fiili müdahaleye kadar varan davranışlar sergilediği anlaşılmaktadır. Şu halde işverenin kendisine yönelen davranışları sebebiyle davacının iş sözleşmesini feshetmesi 4857 sayılı İş Kanunun 24. maddesi kapsamında değerlendirilmeli ve davacının kıdem tazminatı talebi kabul edilmelidir. Mahkemece, davacı tarafın haklı nedenle fesih iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile talebin reddine karar verilmesi hatalıdır. 3-Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır. Kimi zaman çalışma yaşamında çeşitli sebeplerle, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçekte alınan ücretle örtüşmediği görülmektedir. Bu durumda kabule konu edilecek alacak kalemlerinin belirlenmesi bakımından gerçek ücretin tespiti önem kazanmaktadır. İşçinin çalıştığı süre, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve benzer işi yapan işçilere ödenen ücretler gibi hususlar göz önünde tutulduğunda işçiye ödenen ücret hususunda tereddüt oluştuğunda tanık ifadeleri dikkate alınmalı ve ancak tanık ifadeleri ile şüphe giderilemediği takdirde işçinin meslekte geçirdiği süre, davalı işyerindeki çalışma süresi, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından özellikle ilgili meslek odasından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir. Yukarıda belirtilen kıstaslar çerçevesinde emsal ücret araştırması yapılmaksızın davacı iddiasına göre belirlenen ücret üzerinden alacakların hesap edilmesi isabetsizdir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, taraflara iadesine, 23.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.