Mahkemesi : Bolu İş MahkemesiTarihi : 20/03/2014Numarası : 2012/232-2014/117 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili,davacının davalıya ait işyerinde çalışırken iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, açtığı işe iade davasının kabulle sonuçlandığını, süresinde müracaat etmesine rağmen işe başlatılmadığını, sendika üyesi olduğunu, Tizden yararlandığını, mahkemenin 2010/580 esas sayılı kesinleşen davasındaki tespite göre gece çalıştığını iddia ederek kıdem tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir. Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmıştır. Gece çalışma ücreti ihtiflaflıdır. Mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek davacının 23/07/2007-31.12.2008 tarihleri arasında 12 saat çalışma, 36 saat dinlenme ve 01/01/2009 tarihinden itibaren 24 saat çalışma, 24 saat dinlenme şeklinde çalıştığı, 01/01/2009- 21/07/2009 tarihleri aras??nda ise 24 saat çalışıp, 24 saat istirahat ettiği ve ayda ortalama 15 gece çalışması bulunduğu, TİS hükmüne göre 20.00-06.00 saatleri arasındaki çalışmanın gece çalışması olması nedeni ile gece çalışma ücretine hak kazandığı gerekçesi ile alacak hüküm altına alınmış ise de, temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen davacının davalı Belediye'ye karşı açtığı fazla mesai ve sair alacaklara ilişkin davada alınan bilirkişi raporuna göre davacı 01.01.2009-31.07.2009 tarihleri arasında 12 saat çalışma, 36 saat dinlenme şeklinde çalışmıştır. Bu 12 saatlik çalışma diliminin gece saatlerine denk gelip gelmediği belli olmadığından davacının gece çalışma ücretine ilişkin talebinin reddi yerine, kesinleşen davadaki tespitin aksine kabulle alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesi hatalı olmuştur. 3-Davacının giydirilmiş ücreti tespit edilirken TİS hükmüne göre aile yardımı eklenmiş ise de, dosya içindeki bordroların tetkikinde, davacıya aile yardımı adı altında çalıştığı süre içinde ödeme yapılmadığı görülmektedir. Davalı vekili de ısrarla davacının eşinin çalışması nedeni ile aile yardımından yararlanmadığını, giydirilmiş ücrete eklenmesinin doğru olmadığını savunmuştur. Davalı vekilinin bu savunması üzerinde durulmadan gerekçesiz bir şekilde aile yardımı ekli giydirilmiş ücret üzerinden kimi alacakların hesap edilmesi doğru olmamıştır. Davacının aile yardımından yararlanıp yararlanmayacağı kesin bir biçimde tespit edilmeli ve sonucuna göre giydirilmiş ücreti ve buna bağlı alacakları belirlenmelidir. 4-İş sözleşmesinin davalı Belediye tarafından feshedilmesi üzerine, davacı işe iade davası açmış, kazanmış, bu karar temyiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Davacı 14.06.2012 tarihinde yasal süresi içinde işe iade başvurusunda bulunmuş ancak davalı Belediye tarafından işe başlatılmamıştır. Davacının ücreti de işe başlatılmayarak iş sözleşmesinin feshedildiği kabul edilen 2012 yılı Temmuz ayı verilerine göre tespit edilmiştir. Bu itibarla kıdem tazminatına, davacının işe başlatılmayarak iş sözleşmesinin feshedildiği kabul edilen 16.07.2012 tarihinden itibaren faize karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile geçersiz sayılan fesih tarihine 4 ayın eklenmesi ile bulunan tarihten itibaren faize karar verilmesi de ayrı bir bozma nedenidir. O halde davalı vekilinin bu yönlere ilişkin temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmamalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davalının avukatlık ücretine ilişkin temyiz itirazının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davalının yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, 21.10 2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.