Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1885 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 1558 - Esas Yıl 2008





Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, dosyadaki belgeler okundu, tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi. Gereği görüşüldü: İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen delillere, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre dava ve temyize konu 164 ada 2 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün davaya konu olduğu, 164 ada 4 parsel sayılı taşınmazın ise, dava dışı olduğu yanlar arasındaki uyuşmazlığın ortak sınıra ilişkin olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmaz ile dava dışı taşınmazın kadastro tesbitlerine bir kayıt ve belge esas alınmadığına göre yanlar arasındaki uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümleneceği kuşkusuzdur. Bu olgular dikkate alındığında mahkemece yapılan araştırma soruşturma hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Tesbit bilirkişilerinden biri dinlenmiş diğer tesbit bilirkişisi ise usule aykırı biçimde yerel bilirkişi olarak dinlenmiş diğer tutanak bilirkişileri ise dinlenmemiş, arsa bu yanılgıların yasal nedenleri gerekçeleri hüküm yerinde açıklanıp tartışılmamıştır. Öte yandan dinlenen tanık ve yerel bilirkişi olarak dinlenen tesbit tutanağı bilirkişilerinin beyanları somut olaylara dayalı olmayan gerekçesiz soyut nitelikte sözlerden ibarettir. Kaldiki dıştan komşu taşınmazların tesbit tutanakları ve varsa kayıtlar getirtilerek yerel bilirkişi ve tanık sözleri de sağlıklı biçemde denetlenmemiştir. O halde mahkemece sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için dava dışı ve dava konusu taşınmaza dıştan komşu taşınmazların tümünün tesbit tutanakları ve varsa dayanakları kayıtlar davalı iseler dava dosyaları da getirtildikten sonra yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız yerel ve uzman bilirkişi tarafların aynı yöntemle gösterecekleri tanıklar ile tesbit tutanağı bilirkişilerinin tümü hazır olduğu halde çekişmeli taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, öncelikle yerel bilirkişi ve tanıklardan dava konusu 164 ada 2 parsel sayılı taşınmazın temyize konu haritasında (A) harfi ile işaretli sarı renklerle gösterilen bölümünün öncesinin kime ait olduğu, kimden kime kaldığı, bu bölüm üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıç günü süresi ve sürdürülüş biçimi hakkında yerel bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı bilgi alınmalı, tesbit tutağı bilirkişilerinin beyanları ile yerel bilirkişi ve tanık beyanları çeliştiği takdirde adı geçenlerde usulün 259. maddesi hükmü uyarınca taşınmaz başında ayrı ayrı dinlenerek çelişki duraksamasız giderilmeli, dıştan komşu taşınmazların tesbit tutanağı içeriği varsa dayanakları kayıtlar, davalı iseler dava dosyalarındaki kayıt ve belgeler eşliğinde yerel bilirkişi ve tanık sözleri denetlenmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu olgular gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olduğu gibi dava konusu taşınmazın temyize konu bölümünün birliğin son parsel numarası verilerek tescil kararı oluşturulması gerekirken, dava dışı 164 ada 4 parsel sayılı taşınmazın geometrik durumunu ve yüzölçümünü değiştirecek şekilde hüküm kurulması dahi isabetsiz, davalı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmü BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde ilgilisine iadesine, 01.05.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.