Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18479 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5123 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş Mahkemesi YARGITAY İLAMI Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine 2-Davacı, hafta arası 08:30-18:00 arası, cumartesi günleri 08:30-14:30 arası çalıştığını, bu saatler dışında geceleri, hafta sonu ve dini, resmi bayramlarda nöbet tutarak fazla mesai yaptığını, yasada öngörülen şua izinlerinin kullandırılmadığını iddia ederek ubgt, hafta tatili, fazla mesai ücretleri, şua izin alacağını talep etmiştir. Davalı, davacının şua izni alacak meslek grubundan olmadığını ve fazla çalışma yapmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır. İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır. Somut olayda, davacı hafta arası 08.30-18.00 arası, Cumartesi günleri de 08:30-14:30 arası çalıştığını, bu saatler dışında geceleri, hafta sonu, ulusal bayram ve genel tatillerde nöbet tutarak fazla mesai yaptığını ve bir kısım fazla mesai alacaklarının ödendiğini iddia etmiş, davalı ise davacının fazla mesai alacağının bulunmadığını savunmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davacının, haftanın 5 günü 08:30-18:00 arası 1,5 saat ara dinlenmesi yaparak, 6. gün de 08:30-13:30 arasında 30 dk. ara dinlenmesi düşülerek çalıştığının kabulü ile radyoloji teknisyeni olması nedeniyle haftalık normal çalışma süresi olan 27,5 saati aşan 17 saat fazla mesai yaptığı tespit edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak davacının 45 saati aşan bir kısım fazla çalışmalarının ödendiğine dair beyanı dikkate alınmamıştır. Yapılacak olan dosyada bulunan, davacıya yapılan ücret ödemelerini gösteren imzasız belgelerin banka dekonları ile doğrulananlar yönünden davacının olağan çalışma karşılığı aldığı ücretini aşan ödemelerin fazla mesai ödemesi olarak kabul edilerek hesaplanan fazla mesai ücreti alacağından mahsup edilmesidir. Zira bu ödemeler 45 saati aşan fazla çalışmalar için yapılmıştır. Bu husus dikkate alınmadan yanılgılı değerlendirme ile hüküm kurulması hatalı olmuştur. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının davalıya yükletilmesine, 07/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.