Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18443 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9033 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : İş MahkemesiDava Türü : Alacak Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı, iş akdinin davalı işveren tarafından yazılı bir fesih bildiriminde bulunulmaksızın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun bir şekilde feshedildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir. Davalı ise, cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla mesai ve genel tatil ücretinde yapılan hakkaniyet indirim oranı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarından indirim işçinin her gün belirtilen şekilde çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olmasından kaynaklanmaktadır. Yapılacak indirim çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma alacağının miktarına göre belirlenmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak bir oranda indirime gidilmemelidir. Somut olayda %50 oranında indirim yapılmış olması hakkın özüne aykırıdır. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarından daha düşük bir oranda indirim yapılması gerekirken bu hususun gözetilmemesi bozma nedenidir. 3-Taraflar arasında hüküm altına alınan alacaklar için faiz başlangıç tarihlerinin ne olacağı hususu ihtilaflıdır. Davacı, 16.11.2012 tarihli ihtarnamesi ile davalı işvereni ihbar tazminatı ile fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücreti konusunda 24.11.2012 tarihinde temerrüde düşürmüştür. (Davacının ihtarnamesi davalı işverene 20.11.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalıya ödeme için 3 günlük süre tanındığından bu sürenin bitimini müteakip 24.11.2012 tarihinde davalı işveren temerrüde düşmüş bulunmaktadır.) Sayılan bu alacak türlerinin hepsi için temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken dava ve ıslah tarihinden itibaren faize karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 4-Taraflar arasında davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği noktasında da uyuşmazlık bulunmaktadır. Davalı taraf, davaya cevap vermemiş, yargılamada kendisini vekille de temsil ettirmemiştir. Buna rağmen, mahkemece davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir. 5-Kabul şekli bakımındanda taraflar arasında yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde “627,55 TL net yıllık izin ücretinin 200,00 TL sinin dava tarihinden olmak üzere işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” denilmek suretiyle yıllık izin ücreti bakımından “ıslah” edilen miktarın yazılmaması tahsilde tereddütlere sebep olacaktır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 07.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.