Mahkemesi : Turhal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)Tarihi : 17/04/2014Numarası : 2012/273-2014/146 Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü: 1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı vekili, davacının davalı Belediye'de çalışırken 6111 sayılı Yasa uyarınca norm kadro fazlası işçi olarak tespit edilip başka kuruma nakledildiğini, yıllık izin ücreti ödenmesi gerektiğini, ayrıca davacının davalı işyerinde çalışırken fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, işyerinde uygulanmakta olan TİS'lerinden kaynaklanan sosyal haklarının ve ikramiyelerin ödenmediğini iddia ederek fazla mesai ücreti ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili, davacıya tüm haklarının bordrolarda yansıtılarak ödendiğini, mesai gün ve saatlerinin giriş çıkış kartı ile kayıt altına alındığını, iş sözleşmesi feshedilmediğinden yıllık izin talep edemeyeceğini savunmuş ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda istek kısmen hüküm altına alınmıştır. Fazla mesai ile milli bayram ve genel tatil çalışmasına esas ücret ihtilaflıdır. Davacının itfaiye eri olarak görev yaptığı, çalıştığı günlerin davalı Belediye tarafından düzenlenen puantajlarla kayıt altına alındığı sabit olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu belgelere göre doğru bir biçimde fazla mesai süresi ve çalışılan tatil günleri tespit edilerek TİS hükümlerine göre hesaplama yapılmıştır. Ancak davacının günlük çıplak ücreti ile TİS gereği ödenen sosyal yardım tutarlarının 2008 yılı Eylül ayına kadar bordrolarda ayrı ayrı sütunlarda gösterilmekte iken, bu aydan sonra yani 2008 yılı Ekim ayından itibaren sosyal yardım tutarlarının ayrı ayrı sütunlarda gösterilmesinden vazgeçilerek aylık sabit ödenen ücrete dahil edilerek tek kalem şeklinde gösterildiği görülmektedir. Davacının 2008 Eylül ayındaki yevmiyesi 28,31 TL iken Ekim ayında aniden 42,91 TL'ye çıkması da -TİS'inde bu denli yüksek oranda ücret zammı öngörülmediğinden- bu durumu doğrulamaktadır. Bu itibarla davacının sosyal yardımlardan arındırılmış çıplak ücreti belirlenerek buna göre fazla mesai ücreti ile milli bayram ve genel tatil çalışma ücretlerinin belirlenen çıplak ücret esas alınarak hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hazırlanan rapora göre karar verilmesi hatalı olmuştur. 3-Davacının fazla mesaisi işveren tarafından tutulan kayıtlara göre hesap edildiği halde hakkaniyet indirimi yapılması doğru olmamıştır. 4-Davacı Toplu İş Sözleşmelerine göre yapılması gereken giyim yardımının yapılmadığını ileri sürerek giyim yardımı talebinde bulunmuştur. Mahkemece emsal dosyalardaki verilere göre davacının 820,00 TL giyim yardımı alacağı bulunduğu tespiti yapıldıktan sonra 680,00 TL hüküm altına alınmış ve fazlası reddedilmiştir. İstek dönemini kapsayan Toplu İş Sözleşmelerinin giyim yardımına ilişkin maddesinde işçilere 3 yılda bir parka verileceği hüküm altına alınmıştır. Görüleceği üzere parka yardımı 3 yılda bir yapılmaktadır. Mahkemenin bilirkişi raporunu benimsemeyerek emsal dosyaları dikkate alarak kabul ettiği 820,00 TL miktarın içinde 2007 ve 2010 yıllarında parka verilecek yıllar olduğu varsayımı ile eklenen 80,00 TL de bulunmaktadır. 2007 ve 2010 yıllarının parka verilecek yıllar olup olmadığı kesin bir biçimde saptanmadan giyim yardımına bu yıllar için 80,00 TL eklenmesi sureti ile davacının 820,00 TL giyim yardımı alacağı bulunduğunun tespiti hatalı olmuştur. Hesaplama yapılan yılların parka yardımı yapılması gereken yıllara denk gelip gelmediği belirlenmeli ve buna göre hesaplanacak alacak hüküm altına alınmalıdır. Üstelik mahkemece gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturacak şekilde hem 820,00 TL giyim yardımı alacağı bulunduğu tespiti yapılıp hüküm kısmında 680,00 TL'sının hüküm altına alınması ve fazla istemin reddi de doğru olmamıştır. 5-Davacı davasını kısmi dava olarak açmış, hesap raporundan sonra ıslah dilekçesi vererek kimi alacakların miktarını arttırmıştır. Islah dilekçesinde faiz talebi olmadığı halde 6100 sayılı HMK'nun 26.maddesine aykırı biçimde talep aşılarak ıslah ile talep edilen alacak bölümlerine faiz işletilmesi de bozma nedenidir. O halde davalı ve davacı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde taraflara iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.